Cumhuriyet Halk Partisi 9 Eylül 1923’te kurulan, Atatürkçülük ve sosyal demokrasi görüşlerini benimsemiş bir merkez sol Partidir. Parti tüzük ve programında belirtilen bu görüşlerin yanında sosyalist ve sosyal liberal eğilimler de barındırmaktadır.
1946 ya dek tek başına iktidar olan parti, 1946’da DP devretmiştir iktidarı. Parti kısa aralıklarla iktidara ortak olsa da genel almada 1980 dek Ecevit dönemi dışında iktidar koltuğuna ulaşamamıştır.
12 Eylül Darbesi’nin ardından, o dönem Bülent Ecevit’in genel başkanlık yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış; daha sonra 3821 sayılı yasaya dayanarak, kuruluşunun 69. yıldönümü olan 9 Eylül 1992 günü tekrar açılmıştır.
Deniz Baykal, yaklaşık birer yıllık iki kısa kesintiyle (1995, 1999-2000) de olsa, CHP’nin ikinci kuruluşu sonrası döneminde yaklaşık 15 yıl 8 ay genel başkanlık yapmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan Kurultayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı seçildi.
7 yıldır merkez ve ilçeleri düzenleyen Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin başarı listesi ne yazık ki pek de iç açıcı değil. Tüm seçimleri gözden geçirilmesi durumunda fazlaca söze gerek kalmıyor.
İstanbul özelinde 39 ilçeye bakıldığında belediyeleri olan ilçeler dökülüyor genel bilgi ve izlenimlerle. 14 Belediyenin dışında kalan ilçelerin finans merkezleri (Beşiktaş) kanalıyla kafa kol ilişkisi kurgusu ayyuka çıkmış durumda.
İlçelerin yönetim kurullarındaki feodal ilişkilerin merkezi düzeyde uyum diye aktarılsa da pek de iç açıcı sonuçlar vermiyor. HAYIR, çalışmalarında neredeyse silik olan belediyesiz ilçeler ( özellikle 2 bölge ilçeler Beşiktaş uydusu durumunda.)
Kafa kol ilişkisiyle ( oluşan yönetimlerin iç dengeleri ve kavgaların birinci derecede nedeni finans-iş.) 100 Yıla yakın zamandır devam eden partinin dar kafaların elde ettiği koltukların sonuç olarak bıraktığı tablo (memleketçilik-mezhepçilik olması daha da derin bir trajedidir.)
Doğrusu yaklaşan yerel yönetim seçimlerini göz önünde bulundurduğumuz ve 2018’de kongreleri düşününce ciddi bir revize edilmesi gerektiği aşikârdır…
Kınımca İstanbul Büyükşehir için bu düzenlemeler hayati önem taşıdığı gibi güncel rekabet meydana gelir. Bu İstanbul da yeni bir gürleme seller gibi akma dönemi olmaya zemin hazırlar.
2019’da yerellerin kazanımı demek iktidara doğru yürümenin adımları demektir. Bunun için ilçelerin hayati önemi olduğu çok nettir.
Şüphesiz referandumda HAYIR bunu dada perçinleyici bir süreç kazandıracaktır. Yarım yüzyılla ulaşan iktidar istemi belki de çok da uzak değil artık…
CHP için.
Abdullah AĞIRKAN