Gülay DUMAN Yazdı;
Hakkımı kuş gibi çırpınan çaresizce umutlarına düşmüş çocuklara merhametsiz davranan insanlara helâl etmiyorum.
Birgün okuldan geldim. Annem evden kaçmış??! annem evi bizi babamı terk ettiğinde ağbim 13, ben 11 yaşındaydım. Babam annemi çok döverdi .Annemin babamdan kaçmasını o yaşta bile anlıyorumda bir anne evlatlarını niye terk ederki bunu anlayamamıştım.
Babam annemi, beni ve ağbimi hep döverdi. Ben 6 yaşındayken ağbim, “o baba babalar döver kızım” demişti, bende kabullenmiştim, babaların ailelerini hep döver diye biliyordum. Anneler olmayınca evinde dört duvardan ibaret olduğunu annem gidince öğrendim. Sofra hazır elinizi yüzünüzü yıkayın diyen olmadığı gibi günlerce aç kalsan da soran olmayacağını da öğrendim.
Öğrendiklerimin içinde en çok canımı yakan anne kokusu olmayınca çocuk kaç yaşında olursa olsun büyüdüğüydü. Annem bizi terk edince annesinin yanına gitmiş Anne ve babasına anlatmış “dayanamıyorum burda kalıyım çocuklarımı alayım kurtarın beni yeni bir hayat kurayım” demiş . Dedem vay vayy kadın başına erine karşı geliyorsun döverde severde kocan senin karnını doyurur kalk evine git, Bizi rezil etme kır bacağını otur demiş. Evimize polisler geldi Babama annemin öldüğünü gelip ifade vermesini ve teşhiz etmesini istediler. Babam hiç üzülmedi .
Ananız öldü ben size bakamam yetiştirme yurduna vericem sizi dedi. Biz artık orada yaşıyacakmışız o bize bakamazmış.Amcam ve yengem bize geldi kız çocuğu yurtta olmaz Zehrayı biz alalım oğlanı ver yurda dediler. O gece ben amcamlara gittim. Kız çoçuğu evde iş yapacak bedava hizmetçi demekti. O günden sonra adım sakar oldu. Yengem hiç adımı kullanmadı. Ağbim beni görmeye ayda bir amcamlara geliyor yurtta rahat olduğunu söylüyordu. Bende rahat olduğumu söylüyorum ağbime üzülmesin diye . Acaba ağbimde ben üzülmeyeyim diyemi rahatım diyordu. Bunu sormaya hiç cesaret edemedim. Annem birlikte çekindiğimiz bir fotoğrafın arkasına hayat güzel kızım ve ben seni çok seviyorum yazmıştı. Ben hep bu iki cümle üzerinden hayal kurup hayatın bir gün güzel olacağını düşünüyordum .
İlkokulu bitirince beni amcam okutamıyacağını söyledi ve evde oturmaya başladım.16 yaşında bir gece yengem beni karşısına alıp yarın gece imam efendi gelecek nikahın kıyılacak dedi. Çok hayırlı bir kısmetmiş çok rahat edermişim aklını kullan hemen bir çocuk doğur yerini sağlamlaştır dedi yengem. Ben amcamlara geldiğimde susmam gerektiğinide hemen öğrendim. Nasıl öğrenmeyeyim? Yengemin vücuduma attığı her cimdik bir aydan önce geçmiyordu. Beş bilezik 10.000 lira karşılığında Ahmet bey ile evlendim. Bir anda 55 yaşında bir kocam 14 ve 12 yaşında iki çocuğum oldu. Ahmet ağbi iyi bir insandı Ama zaman zaman öfkeleniyordu çünkü o beş bileziğe ve on bin liraya bir kadın değil kendi hayallerini masal olarak anlatan çocuklarına bir abla almış hayal kırıklığına uğramıştı. Kırk yaşına geldiğimde Ensar öğretmen olmuş başka bir şehre tayin olmuş ne zaman mutsuz olsa Zehra abla bana masal anlat diye telefon açıyordu. hilal veteriner olmuş ve evlenmişti, Zehra abla ne zaman hayvanlar huzursuz olsa onlara masal anlatıyorum diyordu. 43 yaşına geldiğimde Ahmet bey öldü son sözü hakkını helâl et olmuştu. Hakkımı bütün içtenliğimle helâl ettim. O iyi bir insandı.
ÂMÂ hakkımı 15 yaşında evlenmesinde bir beis görmeyen zihniyetlere ve bu zihniyeti destekleyenlere hakkımı helâl etmiyorum. Hergün şiddet gören kızların boşanmasını namussuzluk sayan kör zihniyetlere hakkımı helâl etmiyorum. Hakkımı kuş gibi çırpınan çaresizce umutlarına düşmüş çocuklara merhametsiz davranan insanlara helâl etmiyorum.