EYÜP YEREL BASIN EYÜP FLAŞ HABER
Anasayfa / Eyüpsultan haberleri / TAPULU ARAZİLERİMİZE GİREMİYORUZ

TAPULU ARAZİLERİMİZE GİREMİYORUZ

TAPULU ARAZİLERİMİZE GİREMİYORUZ

Kemerburgazlılar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Kemerburgaz halkının sorunlarının biran önce giderilmesi için ne gerekirse yapılsın” talimatıyla çok umutlanmıştık, diyerek    2014  yılından bu yana ceza üstüne cezalara mağruz  kaldıklarını belirttiler.

Eyüpsultan’a bağlı Kemerburgaz’lılar tapulu arazilerine giremiyor. 90’lı yıllarda Orman Müdürlüğü tarafından, arazilerini ekip biçmeye devam eden Kemerburgazlılar,  “koruma alanı içindeki devlet arazilerinde tarım faaliyetini yürüttükleri” gerekçesiyle “işgal” suçundan dava açıldı. İşgal davaları nedeniyle ardı ardına hapis yatmaya başlayan aileler de soluğu Haziran 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmekte bulmuş. AİHM, 2’si dava sonuçlanmadan hayatını kaybeden 15 davacının başvurusu sonucu verdiği kararla, ailelere tazminat ödenmesinin yolunu açmıştı.

Yalçın Bölükbaşı; “Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlık döneminde Kemerburgaz da Kasımpaşa spor Tesislerinin açılışını yapmak için geldiğinde dertlerimizi anlatma fırsatı bulmuştuk.

Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şikayetlerimizi titizlikle dinledikten sonra “Kemerburgaz halkının sorunlarının biran önce giderilmesi için ne gerekirse yapılsın” talimatıyla çok umutlanmıştık.

Sayın cumhurbaşkanımızın bizlerin mağduriyetini gidermek için verdiği talimatla birlikte başlayan  süreç le  çözüme  bu kadar müspet yaklaştık.

“O zaman Başbakanlık Müşaviri olan Efkan Ala bizleri Ankara’ya Başbakanlığa davet etmişti.

Efkan Ala bizleri Ankara’da ağırlayarak, mağduriyetimizi tekrar dinleyip gereken mercileri yanına çağırıp,  “Cumhurbaşkanımızın emirleri gereği bu konunun vatandaşın lehine süratle çözüleceğini ileterek, bizlere güven vermişti.

2014  yılından bu yana Cumhurbaşkanımızın “Bu sorunu çözün artık” dediği  konuyla ilgili ön çalışma tamamlanmış, çözüm şekli belirlenmiş olmasına rağmen hala bir sonuç alamadık.

Üstelik suç zabıtları düzenlenerek cezai işlemler nedeniyle  Mağduriyetlerimiz  katlanarak devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın talimatına rağmen bu sorunumuzun neden ve niçin çözülmediğini anlatmakla güçlük çekiyorum. Asıl sorun bürokraside mi, bilemiyorum”dedi.

BİN AİLE MAĞDUR EDİLDİ;

 

Atatürk’ün talimatıyla iskan tapuları verilen yaklaşık bin aile, bu araziler üzerinde meyve ve sebze yetiştirdi, hayvancılık yapmaya başladı. Ancak Atatürk’ün ölümünün hemen ardından 1938 yılında bu araziler Belgrat Ormanı’na dahil edildi, 1950’de ise, Bakanlar Kurulu kararıyla “Orman Koruma Alanı” kapsamına alındı. Ancak  ailelere arazilerin kamulaştırma bedeli ise ödenmedi.

AİHM, 1924 yılında yapılan nüfus mübadelesiyle 800 dönümlük arazilere yerleştirilen ve Atatürk tarafından tapuları verilen ailelerin topraklarının 1938 ve 1950’li yıllarda ‘orman’ kapsamında değerlendirilmesini hak ihlali olarak gördü. Mahkeme, “istimlak bedelleri ödenmeyen araziler için tazminat” istedi.

Tapular Atatürk’ten tazminat AİHM’den

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1924 yılındaki mübadeleyle Selanik’ten getirilerek İstanbul Kemerburgaz’a yerleştirilen ailelere, Atatürk’ün talimatıyla verilen arazilerin “orman” haline getirilmesinin mülkiyet ihlali olduğuna karar verdi.

Anlaşma gereğince, Selanik’te yaşadıkları topraklardan mübadele nedeniyle Türkiye’ye gelen ailelere, oradaki topraklarının karşılığında Kemerburgaz’da 800 dönümlük bağlık ve bostanlık arazi verildi.

BEDELLERİ ÖDENMEDİ

Atatürk’ün talimatıyla iskan tapuları verilen yaklaşık bin aile, bu araziler üzerinde meyve ve sebze yetiştirdi, hayvancılık yapmaya başladı. Ancak Atatürk’ün ölümünün hemen ardından 1938 yılında bu araziler Belgrat Ormanı’na dahil edildi, 1950’de ise, Bakanlar Kurulu kararıyla “Orman Koruma Alanı” kapsamına alındı. Ancak iddiaya göre, ailelere arazilerin kamulaştırma bedeli ise ödenmedi.

‘DEVLET ARAZİSİNİ İŞGAL’DEN…

90’lı yıllarda Orman Müdürlüğü tarafından, arazileri ekip biçmeye devam eden ve aralarında 95 yaşında bir kadının da bulunduğu yaklaşık 40 kişi hakkında, “koruma alanı içindeki devlet arazilerinde tarım faaliyetini yürüttükleri” gerekçesiyle “işgal” suçundan dava açıldı. İşgal davaları nedeniyle ardı ardına hapis yatmaya başlayan aileler de soluğu Haziran 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmekte buldu. AİHM, 2’si dava sonuçlanmadan hayatını kaybeden 15 davacının başvurusu sonucu verdiği kararla, ailelere tazminat ödenmesinin yolunu açtı.

Yasal düzenlemeyi bekliyor.

Orman arazileriyle ilgili tüm davalar son karar mercii olarak Yargıtay 20. Dairesi’nde görülüyor. Bu davalar ise istisnalar olmak kaydıyla ekseriyetle Orman İdaresi’nin lehine sonuçlanıyor. Türkiye, AİHM’de biriken orman davalarını iç hukukta azaltmak için geçen yıl yaptığı yasal düzenlemeler dairenin başvurusuyla Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. AİHM, yasal düzenlemelerle ilgili kesin karar verilinceye kadar davalarda sadece ihlal olup olmadığına bakıyor. Her zaman tazminat istemeyen AİHM, bazen davalı ile idarenin anlaşması için kararını erteleyebiliyor.

Hem malım alındı hem hapse attılar

“Atatürk’ün bize verdiği 85 yıllık arazimize bizi sokmuyorlar. Hem malımı alıyorlar hem hapis yatırıyorlar, dünyanın neresinde görülmüş bu” diyen Özkan Bölükbaşı, 16 ay Edirne Cezaevi’nde hapis yatmış. Bölükbaşı şimdi, tarlasına yaklaşamıyor bile. Yalçın Bölükbaşı da, 10 yıllık hapis nedeniyle 5 yıl boyunca kaçak yaşamak zorunda kalanlardan.

MÜBADİL TARLAYI ALINCA

Abdurahman Köksay ise, bir göçmenden tarla almaya kalktığında sorunla yüzleştiğini anlatıyor: “Tapu kayıtlarında inceleme yaptırdım. Sorun olmadığını görünce yol kenarındaki 2.5 dönümlük bahçeyi aldım. Arazimi temizlemeye kalkınca Orman Bölge Müdürlüğü’nü karşımda buldum. Beni ‘orman arazisini işgal etmek’ten mahkemeye verdiler, 5 yıl süren zaman aşımı sayesinde hapisten kurtuldum.”

ANKARA YOLLARINDA

Rahman Kılıç da mübadillerden aldığı araziyi ektiği için 2003’te 9 ay 18 gün hapis yattı. Elinde kalın klasörlerle defalarca Ankara’ya giden Kılıç, 30’lardan kalma belge ve fotoğraflarla bugün sadece 53 hektar kalan arazilerin orman olmadığını ispatlamaya çalışıyor. Kılıç, “Bakanlar Kurulu basit bir düzenlemeyle yüzlerce insanı kurtarabilir” diyor.

SAFFET ŞABAK;

70 Yıldır ekip biçtiğimiz tapulu arazimize giremiyoruz. Orman idaresi tarafından Tapulu arazimde ki hayvan ahırlarımı yıktılar. Arazimi terk ettiğim halde 5 yıldır ceza davam sürüyor. 14 Dönümlük tapulu arazimin 1950 yılına kadar vergisi ödenirken, 50 yıl sonra adeta gasp ettiler. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Tapulu arazime giremiyorum.

TURGUT AYYILDIZ, NURSAL AYYILDIZ KARDEŞLER;

Babamızdan kalan tapulu arazimize giremiyoruz. Girsek te ceza alıyoruz.

70 yıldır hayvancılık, bağ, bahçe ve tarım için kullandığımız arazilerimiz elimizden alınarak adeta işgal edildi. Elimizde iskanen tapulu kayıtların olduğu ve buna istinaden kendi arazimize giremediğimiz gibi de geçmişe dönük cezaların da ardı arkası kesilmiyor.

ŞERİF KARACA;

4 Dönüm tarlamı ekip biçemediğim gibi, üstelik tarlama giremiyorum, girdiğim taktirde diğer arkadaşlarım gibi ceza alacağım. Tarlama girmemem için orman idaresi tarafından hafriyat dökülerek yolumu bile kapattılar.

EYÜP FLAŞ HABER ALAETTİN ARSLAN

http://eyupflashaber.com/

KUZEY ORMANLARIN’DA DOĞA KATLİYAMI

  Uğruna binlerce ağacın kesildiği 3’üncü köprü, Kuzey Marmara Otoyolu bağlantı yolları ve 3. havalimanının …

EYÜP YEREL BASIN EYÜP FLAŞ HABER