ERDOĞAN’IN SANAL GÜNDEMİ

Alt yapısı kimi gazetelerde hazırlanan ve Antalya’da Cumhurbaşkanı’nın bizzat dile getirdiği iddia ülke gündemine tam bir bomba gibi düştü.

Mit tırları ile ilgili mahkumiyet almış Enis Berberoğlu’nun Can Dündar’a verdiği iddia edilen belge ve görüntülerin, Enis Berberoğlu’na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun verildiği, belge ve görüntülerin de Kemal Kılıçdaroğlu’na Zaman Gazetesi’nin eski genel yayın yönetmeni olan Ekrem Dumanlı tarafından verildiği iddia ediliyor.

Erdoğan,” Ana muhalefetin başındaki zat, halen ülkesinin aleyhine işlediği suçtan dolayı cezaevinde bulunan milletvekiliyle ilgili konunun, kendisine kadar ulaşmasından endişe ettiği için şimdiden önlem almaya, suyu bulandırmaya çalışıyor. Eğer yakında bu içerde olan zatla alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçerden değişik haberler alıyorum. ‘ Buradan çıktım çıktım. Çıkmadığım taktirde açıklamalarda bulunacağım’ diyor içerdeki zat.” Şeklinde açıklamalarında bulundu.

Yapılan bu konuşmayı iki ayrı çerçevede ele almak gerekir.

1- Tayyip Erdoğan ve devletin ilgili kurumlarında söylenildiği gibi bu bağlantıyı ortaya koyan belge ve bilgiler var. Öyle olması durumunda savcılar Erdoğan’ın açıklamasını beklemede Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir soruşturma açması gerekirdi. Bu durum da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mahkumiyeti anlamına gelmektedir.

2- Tayyip Erdoğan 2019’a giderken Kemal Kılıçdaroğlu’na aba altından sopa göstererek rahat bir seçim süreci yaşamak istiyor. Bu pek akla yakın değil. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu bu tehdit politikasına pek pabuç bırakmaz.

3- Eğer yakın bir zaman diliminde Savcılarca, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında herhangi bir işlem başlatmadığı taktirde, bu durum bize, Anayasa referandumu ardında, kamuoyunun çoğunluğu tarafından artık keyfi tutuklamalar yapılıyor dediği bir zaman diliminde Ankara’dan başlayıp, İstanbul Maltepe meydanında son bulan, gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında beklenilenin ötesinde sahiplenilen Adalet Yürüyüşünün etkisini azaltmak, Yürüyüşün Adalet talebinin dışında kendisine gelecek bir tutuklama dalgasını savurmak adına yapılmıştır algısını yaratmak istiyor. Tayyip Erdoğan’ın siyasi profiline baktığımızda, yapmaya çalıştığı algı mühendisliği konusunda başarılı olacağı da kesin gözüküyor.

4- Tayip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları emir telaki eden savcılarca başlatılan lakin ilerlemeyen bir soruşturma olması durumunda, AKP’nin kullanacağı argümanlar bugünden hazır bekletilmektedir. Özellikle kullanılacak söylem, Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bir mağduriyet hikayesi oluşmasın, toplumun bir kesimi tarafından kahraman ilan edilmesin diye AKP’ce tutuklanmasına engel olundu denilecektir.

Sözün özü, AKP, tarihinin en zor evresine girdiği artık su götürmez bir gerçektir. Anayasa referandumunda karşısında birleşen yüzde 48’lik blok, geleceğin hikayesinin nasıl yazılacağı konusunda bizlere baya bir ipucu vermekte.

AKP’nin, gerek Ülke genelinde gerek kendi içinde yaşadığı yürütememe krizi artık çok net bir şekilde ortaya çıkmış durumda. 2019 seçimlerinde halka sunacağı ve toplumda karşılığı olan hiçbir argümanı ne yazık ki kalmamıştır. 2002 – 2007 – 2011 yıllarında kullandığı, temel hak ve özgürlükler, Avrupa birliği, daha fazla özgürlük, Kürt sorununda barışa dayalı bir çözüm, büyüyen ekonomi söylemleri halktan bir karşılık görmüştü.

2015 yılında 7 Haziranda yapılan seçimlerinde almış olduğu yenilgi, AKP konseptini tamamen değiştirmeye yol açtı. Elinden kayıp giden tabanını konsolide etmek adına, 2002’den 2015’e kadar kullandığı ve karşılık aldığı bütün söylemleri elinin tersi ile kenara attı. Yaratığı milliyetçi ve güvenlik esaslı politikalar ile günü kurtardı. Lakin günü kurtaran politikalar ile geleceğe ilerlemesi zor gibi gözükmenin ötesinde imkansız gözüküyor.

2019 yılında yapılacak genel seçimlerinde alana çıkacak milletvekili adayları, belediye başkan adayları, meclis üyesi adayları Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak ve Tek Devlet söylemi dışında hangi argüman ve söylemler ile halkı ikna etmeye çalışacaklar. Yapılacak seçimler de 2023’e dört kala kişi başı milli gelirin yirmi binTL’leri bulacak söylemi de artık gerçekliğini kaybetmiş durumda. 2007 yılından on bin TL, olan kişi başı gelir günümüzde dokuz bin TL’lere gerilemiş durumda. 10 yıllık bir zamanda gerileyen gelirin 4 yıl içinde dokuz bin TL’den yirmi bin TL’ye çıkacağını söylemek, hamasetin ötesinde yalan olur.

Tayyip Erdoğan’da bunun farkında olmalı ki “Ahde vefa bizim siyaset ahlakımızın vazgeçilmez bir unsurudur.” Diyerek bir zamanlar Aktrollerce hedef noktasına konulan partinin kuruluşundan 2015’e kadar yanındaki eski yol arkadaşlarına göz kırpıyor.

AKP’nin düşüş sinyalleri verdiği bu zaman diliminde, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde yaratılmak istenen sanal gündemden, CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin uzaklaşıp, oluşturacağı gerçek gündem ve politikalarda bu düşüşü hızlandıracak bir diğer unsurlardır.