EYÜP YEREL BASIN EYÜP FLAŞ HABER
Anasayfa / Eyüpsultan haberleri / İLKER ÇİFTÇİ; TEK BAŞLARINA İKTİDARA GELDİKTEN İLK DÖRT SENE BOYUNCA DEDİLER Kİ;

İLKER ÇİFTÇİ; TEK BAŞLARINA İKTİDARA GELDİKTEN İLK DÖRT SENE BOYUNCA DEDİLER Kİ;

İLKER ÇİFTÇİ; TEK BAŞLARINA İKTİDARA GELDİKTEN İLK DÖRT SENE BOYUNCA DEDİLER Kİ;

16 nisan tarihinde sandık başına giderek ülkemizin yönetim sistemini, adalet sistemini, halkımızın yönetimde temsilini kökünden değiştirmesi söz konusu olan iktidar partisinin isteğini oylayacağız.

15 senedir ülkemizi yönetmekte olan iktidar partisi bu süre boyunca defalarca, çeşitli gerekçelerle, toplumumuzun önüne bir takım isteklerle geldi. Bu istekleri ve gerekçelerini şöyle kısaca bir hatırlayalım;

Milletimizden ilk olarak 2002 yılında, koalisyon dönemlerinin ülke için zararlı olduğu, ülkenin koalisyonlar döneminde gelişemediği kalkınamadığı iddiası, istikrar ve güçlü yönetim gerekçesiyle, tek başına iktidar talep ettiler. Aziz milletimizde o günkü olağanüstü şartlarında etkisi ile Ak Parti’ye %34 oy ve tek başına anayasayı değiştirebilecek şekilde iktidar şansı verdi. Yani ilk istekleri gerçekleşmiş oldu.

Tekrar ediyorum, ülkeyi kalkındırmak, istikrarı sağlamak, halkımızın huzur ve refahına hizmet etmek için halktan istedikleri tek başına iktidar yetkisini halkımız tam 15 sene önce bu iktidara teslim etti ve 15 senedir tek başına bu iktidar işbaşında.

TEK BAŞLARINA İKTİDARA GELDİKTEN İLK DÖRT SENE BOYUNCA DEDİLER Kİ;

“Cumhurbaşkanının yetkileri fazla bizim icraat yapmamıza mani oluyor. Hükümet ve Cumhurbaşkanı aynı partiden olmalı, uyumlu çalışmalı.” İkinci istekleri bu oldu.
Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi bitince Ak Parti kurucusu Abdullah Gül 2007 Ağustos’da cumhurbaşkanı seçildi. İkinci istekleri de yerine gelmiş oldu.

“ülkeyi kalkındırmak, istikrarı sağlamak, halkımızın huzur ve refahına hizmet etmek için tek başına iktidar yeterli değil. Avrupa Birliği’ne girmemiz lazım. Almanya’yla Hollanda’yla birlik olmalıyız. Birlik olmamız için bizden bir takım yasal değişikliler yapmamızı istiyorlar ama mevcut anayasa bizim önümüzü tıkıyor Anayasada değişiklik yapalım” dediler ve ülkeyi 2 defa referanduma götürdüler. 2007 ve 2010 yıllarında istedikleri değişiklikler referandumla yapılmış oldu.

Hatırlarsınız,2010 yılındaki refarendum için bugün Fetö, o gün hocaefendi dedikleri Fethullah Gülen “imkan olsa mezardakilere bile “evet” oyu verdirilmeli” demişti.

Fetullah gülen demişken; dediler ki devlet kadroları bizimle uyumlu değil! Değiştirebildikleri yerlerde direkt değiştirdiler ve cemaat tarafından verilen listelerdeki isimleri yerleştirdiler. Zorlandıkları yerlerde “Ergenekon”, “Balyoz”, “Poyrazköy” ve “Askeri Casusluk” davaları ile yüzlerce askeri personeli görevden aldılar, yıllarca hapislerde tuttular ve bu personellerin yerlerine yine soruların alınmas, sınav usulsüzlükleri gibi yöntemlerle cemaatin adamlarını yerleştirdiler.
Bunun acı sonuçlarını maalesef hepimiz 15 Temmuz tarihinden biliyoruz.

Dışardan ülkemizi bilmeyen biri tüm bunlardan sonra Ak Partinin istekleri bitmiş, ülkeyi kalkındırmış, istikrarı sağlamış, halkımızın huzur ve refahını tesis etmişlerdir diye düşünür değil mi?

Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu defa daha önce şikayet ettiği yetkileri kullanmak istedi. Ülkeye hizmet etmelerine mani olarak gösterdikleri yetkileri ve fazlasını beni halk seçti gerekçesi ile kullandı. Halk tarafından iktidar yetkisi verilmiş ve halkın temsilcileri konumundaki milletvekilleri tarafından güvenoyu verilmiş bir başbakanı hiçbir yasal ve ahlaki dayanağı olmayacak şekilde istifaya zorladı ve yürütmenin başı konumundaki başbakanlık makamına bir ismi getirdi.

Ve en son olarak da biliyorsunuz daha önce en galiz ifadelerle başkanlık sistemine, partili cumhurbaşkanlığına karşı olduğunu söyleyen Sayın Bahçeli’yi de yanına bir şekilde alarak başkanlık referandumunu milletimizin önüne koydular.

15 yıl boyunca; paranın dini imanı olmaz, ülkeye gelecek sermaye başımın üzerindedir diyerek Türkiye’yi sıcak para cenneti bir ülke haline getirmek istediler ve bunu başardılar.

2002 – 2017 tam 15 yıldır tek başlarına iktidardalar. Çok partili hayata geçtiğimiz 1950 yılından bu yana geçen sürenin %22’sinde Ak Parti iktidarda idi. Hiçbir parti Ak Parti kadar iktidarda kalmadı hiçbir siyasi liderde Sayın Erdoğan kadar ülke yönetiminde bulunmadı.

Aziz milletimize buradan soruyoruz.
Lütfen bizi dinleyen vatandaşlarımız ellerini vicdanlarına koysunlar ve cevap versinler.

Ülkeyi kalkındırmak, istikrarı sağlamak, adaleti tesis etmek, halkımızın huzur ve refahına hizmet etmek için tek başlarına iktidar olmak istediler, aldılar mı?

Cumhurbaşkanı bizden olsun dediler, oldu mu?

AB’nin istediği değişiklikleri yapamıyoruz, cumhurbaşkanını halk seçmeli, Anayasada değişiklikler yapılmalı dediler, 2 defa değişti mi?

İstediğimiz gibi kadrolaşamıyoruz diyerek,
Fetö’ye ne istedilerse, savcı, hakim, subay verdiler mi?

Terör sorununu çözeceğiz diyerek Oslo’da, İmralı’da, Dolmabahçe’de görüşmeler yapıp Habur’da mahkemeler kurdular mı?

“Abdullah Öcalan’la görüşmeden bu iş çözülmez” diyerek, görüştüler mi? Meydanlarda mesajlarını okuttular mı?

AB uyum yasaları çıkarılmadan hiçbir sorunumuz çözülmez diyerek bu yasaları çıkarmak istediler, çıkardılar mı?

15 sene boyunca defalarca hem yerel hem de genel seçimlerde tek başına iktidar olmak istediler, oldular mı?

Bütün bu soruların cevabı evet evet evet.

Şimdi halktan bir kez daha ve yine aynı gerekçelerle evet demesini istiyorlar. 15 senelik iktidar, 5 genel seçim, 3 yerel seçim ve 2 referandumda yetki almalarına rağmen yine ve yeniden ülkeyi kalkındırmak, istikrarı sağlamak, adaleti tesis etmek, halkımızın huzur ve refahına hizmet etmek bahanesiyle bizden birde başkanlık sistemini denememizi istiyorlar.

Bizler düşünmeden hiçbir şeye ne evet deriz ne de hayır! Bizim kitabımız yüzlerce kez bize düşünmemizi emrediyor. Düşünmek için bilmek, bilmek için de sormak gerekir!

İşte bu sebeple buradan iktidar partisine ve Sayın Cumhurbaşkanına soruyoruz?
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın İktidar yetkilileri;

Siz ekonomiyi güçlendirmek, istihdamı arttırmak, işsizliği azaltmak için ülkeye sanayi ve teknoloji yatırımı olarak hangi icraatı yaptınız da size bugünkü sistem mi engel oldu?

Gelen sıcak parayı sizin tabirinizle çelik ve beton yığınları, lüks tüketim yerine sanayi ve teknoloji yatırımlarına yönlendirecek hangi icraatı yaptınız da kim sizi bundan alıkoydu?

Ülkenin zenginliklerini 100-150 tane türedi yandaş müteahhit yerine geniş halk kesimlerine aktaracak hangi icraatı yaptınız da size bu sistem mi engel oldu?

Siz bu ülkenin en büyük zenginliği olan gençlerine nitelikli, dünya standarlarında eğitim verecek hangi icraatı yaptınız da birileri sizin önünüzde durdu?

Size 15 yılda 6 defa milli eğitim bakanı, defalarca sınav sitemi ve eğitim sistemi değiştirten bugünkü sistem miydi?

Siz dünyadaki en iyi 100 üniversite sıralamasına Türkiye’den 1 tane olsun üniversite sokacak hangi icraatı yaptınız da bugünkü sistem size engel oldu?

Siz şehirlerimizi ruhsuz beton yığınları yerine medeniyetimize ve insan fıtratına uygun imar faaliyeti olarak hangi icraatı yaptınız da size karşı koyanlar mı oldu?

Siz 15 yılda 700 milyar faiz ödemek yerine Türkiye’nin güçlenmesi, halkımızın refahına kullanmanızı sağlayacak hangi icraatı yaptınız da size bu sistem engel oldu?

Siz ithalatı azaltıp ülkenin döviz girdisini arttırmak istediniz de önünüze engeller mi konuldu?

İsrafı azaltacak hangi icraatı yaptınız da size parlamenter sistem engel oldu?

Siz terörü bitirecek hangi icraatı yaptınız da size parlamenter sistem engel oldu?

Siz vatandaşlarımızın özgürlüklerini genişletecek, eğitimli, kültürlü öz güven sahibi bireyler olmalarını sağlayacak hangi icraatı yaptınız da size bugünkü sistem engel oldu?

Siz manevi değerlerimizi güçlendirecek, bizi biz yapan değerlerimizi güçlendirecek hangi icraatı yaptınız da size bu sistem engel oldu?

Siz her geçen yıl artan boşanma oranlarını azaltacak, huzurlu, mutlu toplumumuzun temel taşı ailelerimizin sayısını arttıracak hangi icraatı yaptınız da size bugünkü sistem engel oldu?

Siz sayıları her geçen gün artan madde bağımlısı çocuklarımızı topluma kazandıracak, yenilerinin bu batağa düşmesine engel olacak hangi icraatı yaptınız da size parlamenter sistem engel oldu?

Bir zamanlar kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye bugün mercimekten samana onlarca tarım ürününü ithal ediyor. Dünyanın diğer ucundan kesimlik hayvan getirtiyor. Siz tarımda ve hayvancılıkta Türkiye’yi dışa bağımlı olmaktan kurtaracak hangi icraatı yaptınız da bugünkü sistem size engel oldu?

AB size 2003 yılı İkiz Yasaları ve 2004 yılı AB ilerleme raporu ile GAP bölgesi sularını uluslararası bir komisyona devretmenizi dikte ettiğinde siz itiraz ettiniz de parlementer sistem mi size baskı yaptı? İkiz yasalar ve GAP bölge suları…Ah ne anlama geidiğini bilseler.

Siz komşularınızla iyi ilişkiler kurmak istediniz de size bugünkü sistem mi engel oldu?

Siz Mavi Marmara’da şehit edilen vatandaşlarımızın hesabını sormak istediniz de size parlementer sistem mi engel oldu?

Başbakan sizde, meclis çoğunluğu sizde, cumhurbaşkanlığı sizde , halk seçimlerde yetki verdi. Hemde sizin ne istedilerse verdiğiniz çetenin darbesine karşı durdu.

Bütün bu meselelerin çözümünde size engel olan çoğunluğu partiniz tarafından oluşturulan ve bizzat sizin belirlediğiniz isimlerden oluşan meclis mi?

Sizin milli iradeye rağmen görevden alıp yenisini herhangi bir memur atıyormuş gibi atanılan Başbakan mı? Bakanlar mı?

Ülkenin meselelerini çözmek için daha ne verilmesi gerekiyor?

Bu millet siz ne istediniz de vermedi?

Evet düşüneceğiz, her birerimiz ayrı ayrı düşüneceğiz ayrıca birlikte istişare edeceğiz.

Soru sormaya devam ediyoruz.

Devlet hepimizin Devleti, bir takım cemaat adı altında örgütlenmiş yapılara teslim edilemez. Liyakat esastır. Yapmayın bu gidişin sonu iyi değil dedik mi?

Bizi kıskançlıkla itham edenlere rağmen biz haklı çıktık mı?

Ergenekon ve Balyoz davalarında yanlış yapıyorsunuz. Böyle adalet olmaz. Bu Amerikan karşıtı subayları tasfiye etme operasyonudur dedik mi? biz haklı çıktık mı?

Suriye meselesinde bu şekilde yapmayın. Bu emperyalistlerin isteğidir. Bu savaşın kazananı sadece onlar olur. Biz hepimiz kaybederiz dedik mi?

Mısır meselesinde kışkırtıcı olmayın, Mısır Türkiye’ye benzemez biraz zamana bırakın dedik mi?

Rezidans yaparak ülke kalkınmaz, sıcak para ile faize manipülasyon için gelen para ile halkımız saadet bulmaz. Bu balon ekonomisidir dedik mi?

Eğitim sistemi ile bu kadar oynanılmaz. Nesillerimizin istikbali ile oynuyorsunuz dedik mi?

Şimdi de diyoruz ki kişiye özel sistem olmaz. Denetlenemeyen, kuvvetler ayrılığının olmadığı, tüm yetkinin bir kişinin elinde toplandığı, tüm üst düzey bürokratları, yargıyı, yasamayı bir kişinin belirlediği bir sistem halkımıza saadet getirmez.

İktidarı muhalifi tüm görüşlerin oluşturduğu meclisi fesh etme yetkisi bir kişinin eline verilirse o ülkede iç barış sağlanamaz.

Bizler hiçbir sistemi kutsamıyoruz. Dolayısı ile parlementer sistemi de kutsamıyoruz.

Milletlerin ihtiyaçları doğrultusunda tüm sistemler değişebilir. Bizim ne karşıtlığımız ne de taraftarlığımız kategorik değildir. Akıl bir işin sonunu düşünmektir derdi hocamız. Biz yine daha önce defalarca yaptığımız gibi bu işin sonunu düşünüyoruz ve getirilmek istenen sisteme “hayır” diyoruz.

Daha önce 15 yılda en az 15 temel meselede yanılmış bir iktidarın bu sefer yanılmayacağını umarak karar verecek değiliz. Bizler devlet tecrübesi olan bir siyasi hareketiz. Sorular soruyoruz, cevapları analiz ediyoruz ve ona göre karar veriyoruz.

Ak Partili kardeşlerimize şu tek soruyu soruyorum ve cevabı vicdanlarına havale ediyorum.

İktidarda Ak Parti değil de CHP olsaydı ve bu teklifi Ak Parti değil de CHP getirseydi kararınız ne olurdu?

Vicdanlarınızda bu sorunun cevabını muhakeme edin ve ona göre karar verin. Kararınızı biri öyle istiyor diye değil de düşünerek verirseniz inşallah alacağınız karar her şekilde hayır getirecektir.

Sorunlarımız çok,

Evet milyonlarca işsiz gencimiz var.
Evet milyonlarca vatandaşımız açlık sınırında yoksulluk sınırında bir hayat mücadelesi veriyor.
Evet terör var şehirlerimiz tedirgin.
Evet kriz var ekonomimiz zor günler geçiriyor.
Evet toplumumuz kutuplaştı. İnsanlarımız bir birlerine kuşkuyla bakıyor.
Evet coğrafyamız kan ve gözyaşı denizi halinde. Komşularımızın pek çoğu savaşın dehşetini yaşıyor.

Tüm halkımızın hatta tüm insanlığın saadetine ulaşmak için uyanacağız.

Etrafımızdakileri uyandıracağız, sorular soracağız, düşünmelerini isteyeceğiz. Asla ama asla toplumsal gerginliğin bir tarafı olmayacağız. Polemiğe girmeyeceğiz. Uyuyanları uyandırmaya çalışırken uyuyor numarası yapanlarla vakit kaybetmeyeceğiz.

Lafla doyana veya parayla doyana bizim verebileceğimiz hiçbir şey yok. Emeğimizin kıymetini bilecek onu en verimli şekilde kullanacağız.

Öte yandan Toprak ayağımızın altından kayıyor. Durun ey kalabalıklar bu yok çıkmaz sokak. Referandumdan Evet çıkması halinde her şey güllük gülistanlık olmayacak.
Faiz, vergi ve zam yoluyla sömürü devam ediyor.Suç oranları yükseldikçe yükseliyor. Toplumun değer yargıları değişiyor. Ahlak ve Maneviyat eriyor.
Tv. kumandaları kitaplardan daha çabuk eskiyor. Ağır vergi yükü, sömürü düzenine dur diyen yok.
Referandumdan sonra yine iktidar partisinin istekleri ve gerekçeleri bitmeyecek. Yine hedef2023’ten sonra her şey düzelecek gibi suni gündemlerle oyalanacağınızı ve bu gidişatın sonunda yarınımızın bugünden daha iyi olmayacağını unutmayınız.

(Eyüp Flaş HABER)

http://eyupflashaber.com/

CHP EYÜPSULTAN İLÇE BAŞKANI DOĞAN SARITAŞ’DAN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI

Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ilan ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. kuruluş yıldönümüdür. Esarete ve …

Bir yanıt yazın

EYÜP YEREL BASIN EYÜP FLAŞ HABER