- CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin yeni bir süreçle karşı karşıya olduğu, siyasetin çeşitlendiği ve demokrasinin kıyımlara kurban edildiği bu günlerde nasıl bir yol ve yönteme ihtiyaç var sorularına, Gürsel Tekin Bütün samimiyetiyle ve deneyimiyle yanıtlar vardi.
- Sayın Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları Adalet ve Kalkınma Partisi’nden istifa ettiler. Yeni bir parti kurulması sürecinin başladığı söyleniyor. Bu istifalar ve kurulacak yeni parti hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikli hayırlı olsun diyorum. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Herkes de siyasi parti kurma hakkına sahiptir. Bu haklarını tuğlalarını döşedikleri baskı rejiminin her türlü anti demokratik uygulamasından uzak kullanmalarını temenni ederim. Ancak bu istifa süreci Türkiye’nin içinde bulunduğu durum hakkında çok önemli şeyler gösteriyor. Bunları konuşmamız lazım.
- Bu istifalar ne gösteriyor?
İstifasını açıklarken Sayın Ahmet Davutoğlu diyor ki: “AKP Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretme kapasitesini kaybetmiştir.” Bunu diyen herhangi bir kişi değil. Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı yapmış bir isim. Tamamen doğru bir tespit. Bugün AKP bitik bir partidir. Bugün AKP’nin Türkiye’yi yönetebilme, karşı karşıya olduğumuz derin sorunlara en ufak bir çözüm üretebilme kabiliyeti kalmamıştır. Tarihi olarak bakarsanız artık AKP kökleri bu coğrafyada olan hiçbir siyasi hareketi veya düşünceyi temsil etmemektedir. AKP milli görüşçü değildir. Bir süre “mış gibi” yaptılar. Gömleği çıkarmışlardı şimdi tamamen çıplaklar. AKP liberal değildir, demokrat değildir, sosyal demokrat değildir, milliyetçi değildir, komünist değildir, siyasal İslamcı değildir, AKP siyaset ve ticaretin birleştiği mutant bir yapıdır. 17 yıllık uygulamalarından mürekkep bir anonim şirkettir. Bir şahıs tarafından yönetilir ve tümüyle bu şahıs ile çevresindeki zümrenin çıkarlarını korumaya adanmıştır. Temsil ettiği sınıf Saray zümresi, ideolojisi de Saray’ın çıkarlarını korumaktır. Bu haliyle AKP sorunlarının çözümünün adresi değil, bizzat çözümün önündeki engeldir. Herkesin şunu çok iyi anlaması lazım. AKP dönemi bitti. Yeni dönemin nasıl kurulacağını konuşmaya geç bile kaldık.
- “AKP dönemi bitti” derken ne kast ediyorsunuz?
Çok açık. AKP’nin bugünden sonra hiçbir seçimi kazanma şansı yok.
İdeolojisi olmayan, hiçbir siyasi hareketi veya düşünceyi temsil etmeyen, hiçbir sosyal sınıfı temsil imkanı kalmamış bir yapı var karşımızda. Küçük çıkar ağları, rant şebekeleri dışında oyuna talip olabilecekleri bir insan kalmadı. Ne diyecekler? Kürt sorununda ne diyecekler? Demokratikleşmede ne diyecekler? İşsiz gençlerimize, fabrikasını kapatan girişimciye, memura, emekliye ne yüzle bir şey vaat edecekler? Ekonomide bile ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bir utançtır. Borçlanma Genel Müdürlüğü kurdular. Çünkü gelir ile gider birbirini tutmuyor. Mega projeler adı altında yandaşlara kepçeyle verdiler, bütçe artık bu giderleri karşılamıyor. Vergi gelirleri düşüyor. Faiz dışı denge negatif veriyor. Gelir gider dengesi bozulursa insan ne yapar? Tasarruf yapar. Saray da tasarruf yapmıyor. Kendisi tasarruf yapmadığı için zam yağmuru yaparak vatandaşın boğazından kesiyor. Bugün millet aç. Yaşadığım şehirde her gün bir kişi intihara kalkışıyor. Ankara’nın göbeğinde bir insan kendini yakarak intihar etmeye çalıştı. Bu feryat ateş böceği feryadıdır. AKP’nin kulağı buna kapalı. Türkiye nefes alamıyor. AKP çıkıp ne diyecek? AKP milletin karşısına çıkabilecek halde değil. Türkiye’de demokrasiden yana olan herkesin görevi geniş bir restorasyon dönemini planlamaktır.
- Geniş restorasyondan kastınız ne?
Şair Eşref bir yergisinde dönemin istibdat yönetimine diyor ki: “Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi / Git gide zulmetmeye ahali kalmıyor.”
Bugün AKP’nin Türkiye’yi getirdiği nokta budur. O kadar zulmettiler ki, Türkiye’nin temelleri sarsılıyor. Kötü ekonomi yönetimi, dış politikada, eğitimde, milli savunmada ardarda yapılan hatalar, bürokrasinin halinden tutun, çevreye kadar Türkiye her alanda kriz yaşıyor.
Geçmiş hükümetler “Enkaz devraldık” derdi, AKP Türkiye’yi öyle bir noktaya getirdi ki artık devralacak bir enkaz bile kalmayacak. Acilen erken seçim yapılması gerekiyor. Her alanda toplumsal varlığımızı yeniden koruyacak ve kuracak, karşı karşıya olduğumuz dev sorunları çözecek bir iktidara ihtiyacımız var. Her dakika vakit kaybediyoruz, her dakika sorunlar büyüyor, her dakika yapılması gerekenler artıyor. Ana başlıklar belli. Demokrasiyi yeniden ihdas edeceğiz, toplumsal barışı sağlayacağız, bürokrasiyi liyakat esasında yenileyeceğiz, ekonomi yönetimi rasyonel olacak, israf ve yolsuzluk ekonomisi son bulacak. Adalet sisteminden, eğitime bakın reform filan demiyorum çağ atlatacak devrim lazım. Bunu sağlayacak bir toplumsal birliğe ihtiyacımız var.
- Erken seçim sizce mümkün mü?
Her gün telefonum çalıyor, vatandaş perişan durumda. Bakın sanayi üretimi endeksi diye bir şey var. Geçen yıl Eylül ayından beri bir önceki yıla göre hep ekside. Yıllık bazda sanayi üretimi yüzde 1,2 geriledi. Konut sektörü batıyor. İnşaat batıyor. Perakende ekside. Reel sektör maliyet dengelemek için işçi çıkartıyor. İşsizlik sürekli artıyor. Türkiye’nin çıkışa ihtiyacı var. Nasıl çözülecek bu sorunlar? AKP’nin çözecek hali mi var? Pelikanlar, damatlar, yandaşlar zaten nefessiz kalmış durumda. Peki bu sorunlar kendi kendilerine mi çözülecek? Sihirbazlar, uzaylılar mı gelip çözecek? Millet çözecek. Millet sorunları nasıl çözer? Çözüm sandıktır. başka çözüm yoktur. Sandık milletin önüne konur. Millet gider, orada tüm sorunları halleder. Kendisine yakışan bir hükümet seçer, o hükümet de kolları sıvar işe başlar. Hesap yerinden kimse kaçamaz. Ben buradan açıkça söylüyorum. Zaman kalmadı. Vakit aleyhimize işliyor. Fırtına patladı. Kaptan ne yapacağını bilmiyor. Türkiye kayalıklara sürükleniyor. Bu gidişatı tersine çevirmenin yolu sandıktan geçiyor. Milletin vekili olarak görevim gerçeği haykırmaktır. Görevimi yapıyorum. Türkiye’nin seçime ihtiyacı var. Nokta.Bu Haberi Paylaşın;