Coğrafi bölünmüşlüklerin halklara getirdiği acı ve sıkıntıların başlıca aktörlerinin kendileri olmaması bir trajedidir. Kendileri üzerinden yürütülen pazarlıklar ve bu pazarlıkların emperyalist amaçlara hizmet ettirilmesi kabul edilmesi mümkün değildir.
Binlerce yıldır yaşadıkları yerlerden sökülüp atılması ve yeni bir durum yaratılması kuşkusuz 100 yıllık sorunların aşılamamasından kaynaklıdır. Erbil ve Kerkük kimin meselesine takılıp kalma durumu çıkmazın daha da derin çıkmazlara dönüşme sebebedir.
Mesele ırkçılık ve dar milliyetçilikler üzerinden yürüyünce elbette sorunda çıkılmaz bir hal alıyor. Binlerce yıldır yaşadığı yurdu terk etme acısına milliyetçilik sosu değil ama kolektif akıl merhem olur.
Merkez medya aracılığıyla pompalanan ırkçı –şoven işkâl hayalleri emin olun kimseye çözüm getirmeyecektir. Ne Türkmenler – Ne Kürtlerin- Ne Arapların çözümü ırkçı-mezhepçi çözümlerle olamaz. 30 yıla yakındır bölgede süren çatışmanın özeti mezhepçilik ve ırkçılık çıkmazıdır aslında.
Bu çıkmazlara yenilerini katmaya çalışan ve ötekileştirmeyi siyasal bir üslup haline getirenlerin bilmesi gereken ülkede yaşayan 15 milyon Kürt ve 20 Milyon Alevi olduğu meselesidir. Toplumun % 35 gibi bir niceliği dışlamak veya karşıtlık noktasına oturtmak derin bir bölünmedir.
Ulusal bütünlük meselesi elbette bir gerçeklik ve bu gerçeklik şüphesiz önemlidir. Ancak bütünlüğü karşıtlıkları derinleştirme yoluyla çözmeniz mümkün değil. Karşıtlıklar derin trajedilere ve bölünmüşlüklere yol açma dışında bir işlevi yoktur.
Tüm halkların ortak geleceği ve bu gelecek paradigmasına hizmet etmenin özeti demokrasi ve daha fazla özgürlüktür. Kanlı sınırların halklara getirdiği zulüm + işgallerin ortak kaderin olduğu Vede bunun kimseye refah değil derin bir yıkım getirdiğidir.
Bütün halkların ortak değer ve geçmişten gelen kültür birliği üzerinden yükselen çözümlere ihtiyacı var bölgede yaşayan halkların. Ortak yurttaşlık hukuku ülkenin çözülemeyen sorunudur. Tekçi bir mezhep ve Tekçi bir millet tanımı üzerinden yükselen anlayışın kucaklayıcı olması mümkün değildir.
Ortadoğu coğrafyasında yükselen tansiyonların çözüm anahtarı demokrasi + özgülük + ortak yurttaşlıktır. Çözümü kanlı savaş ve ırkçı milliyetçilikte arayanların varacağı nokta derin bir çöküş ve bölünmüş kanlı haritalar olacaktır eninde sonunda.
Türkiye’de yürütülen demokrasi, adalet, özgürlük mücadelesinin parçası olmak etik bir yükümlülüktür günümüzde.
Hürriyet denilen şey, tıpkı aşk gibi, her gün yeniden kazanılması gereken bir şey…
Halide Edip Adıvar