Hani son günlerde Arap Şeyhlerinin iştahını kabartan, Bizim fırsatçı emlakçıların da parsel parsel pzarladıkları köylerin tarım arazilerini nasıl bölük börşük 500 metre, bin metre kare tel çitlerle örülmüş yabancı sermayelere peş keş çektiklerini gözlerimle gördüm, görmez olaydım.
Yeni havalimanı güzergahından çıktığım yolda Durusu,Terkos,Karaburun ve Yeniköy istikametine doğru yol aldım. Güzergahımda o meşhur tarım arazileri ve Manda hayvanları artık yoktu. Durusu ve Terkos Gölü üzerinden geçerken İstanbul’un içme suyunu hatırladım. Karaburun’a geldiğimde o meşhur boncuk gibi sahili, el deymemiş kumsalı büyülüyor gibiydi. Sahilde balıkçı lokantaları ve taze balık satan küçücük limanı gezerken sessizlik hakimdi, Yeniköy ile Karaburun arasından başlanacağı söylenen Kanal Projesinin tam başlangıç yerine geldiğimde tam bir kıyım olacağını görünce bir sigara yakıp içimden ah çektim, ve bir sigara daha yaktım kaç dal sigara içtim bilmiyorum. Çünkü buraya gelip görmeseydim, Burası talan olursa gördüğüm insan eli deymemiş güzellikler hayalimden çıkmayacak, KIYMAYIN EFENDİLER, YAPMAYIN. VAZ GEÇİN.