İLKER ÇİFTÇİ; “EYÜPSULTAN BELEDİYESİ 8 AYDA EDEBİYAT:10 İCRAAT:0
Bazı tanıdıklarımın kırılmayacağını ve yanlış anlamayacaklarını bilsem eleştirimin dojazını yükseltirdim.
Yapılan yanlışların perde arkası hemen görülmeyip ön yargılı davranılacağı düşüncesi ve bunun birilerinin ekmeğine yağ sürüleceği endişesi olmasa, herşeyi bir çırpıda haykırmak isterdim…
Öyle derin oyunlar ve yanlış işler dönüyor ki Eyüpsultan’da maalesef her doğru her yerde söylenemiyor.
Mütevazilik görünümü ve hamasi söylemler maskesi altında,
içeriği samimiyetsiz, liyakatsiz fiiliyatlar ile dolu bir anlayışın Eyüp Sultan’a katacağı hiç bir şey olmayacağını görmeğe başladık yavaş yavaş..
Kadrolarında ve kendisinde iletişimî , ulaşılabilirliği ile bize 80’li yılların ceberrut yönetimini hatırlatan beyfendinin Eyüpsultan”a üçbeş çiçek böcek dağıtmaktan,
açılış ve yürüyüş yapmaktan başka,
nokta kadar hizmeti olmayacak…
Daha şimdiden kendisini Enerji ve Tabi kaynaklar bakanı olarak görmesi ve çalışmalarını da bu yönde devam ettirmesi,
bulunmuş olduğu makamı asgari rütbe gibi küçümsemesi,
sürekli finansın girdisini değil; çıktısını anlatarak enkaz edebiyatı yapması ne kadar büyük gaflet.
Bir siyasetçiye yakışan seçim öncesi konuştuğunu seçim sonrası vaadlerini yerine getirmesi lazımdır.
Bir siyasetçiye yakışan, eğer onur, izzet şeref sahibi ise, bu kimse ister il başkanı olsun,, ister yardımcısı olsun;
değerini makamından değil; dürüstlüğünden ve doğru sözlülüğünden almalıdır.
Seçimlerde verilen vaadlerin senedi olmaz ama namusu olur.
Kazanılan seçimlerin ilk üç ayı önemlidir. Bunun ilerleyen zamanda göreceksiniz.
İlk üç nasılsa geriye kalan görev süresi öyle geçecek demektir.
Esasında bu sözü Erbakan hocadan işitmiştim.
Dersler zamanında çalışılır. Eğer bir öğrenci derslerini ertelerse başarılı olamaz. Erteleyen veya ben bir dönem başkanlık yapacağım siyasetçiden kaçın.
Böyle bir düşünceye inanan kimse görevi süreci boyunca yapacağı icraat sadece günü kurtarma politikasından başka şey değildir.
Bazı kardeşlerimiz iyi niyetli olarak, ellerinde sihirli bir değnek olmadığını, zamanla bazı işlerin soooonradan rayına gireceğini savunuyorlar.
Baştan bu söylem haklı gibi görünse de kesinlikle doğru düşünce değildir.
Doğru olabilmesi için kişinin dertli olması lazımdır. Yapısının uygun olması lazımdır.
Sanki iş ehline değilde; belirli bir düşünceye sahip etnik gruba,
daha sonra da yandaş ekibe dağıtılmış gibi görünüyor.
Elbetteki yapılan bir hizmetin zamana yayılan süresi olmalıdır.
Diyelim ki çok büyük bir kompleks yapılacak. Bu üç aya sığacak iş değildir. Asıl anlatmak istediğimiz fiiliyat anlamında değil;
vizyon, ufuk ve liyakat anlamında ilk üç ay çok önemlidir diyoruz.
Gerçekten çok üzülerek ifade etmek istiyorum. Beş yılda 10 yıllık iş yapamayacağı mizacından belli olmuştur.
Biz EyüpSultan’lıyız. Yapılan (daha doğrusu yapılmayan) işlerin takipçisi olacağız..
Yanılanın biz olması düşüncesiyle böyle dertsiz mizaca sahip kimselerin ilerleyen zamanda Eyüpsultan”a hiç birşey yap(a)mayacağını göreceğiz.