BU GÜNÜN TEKNOLOJİK AŞIKLARI; Gülay DUMAN YAZDI.

Bugün”ün teknolojik AŞKLARI ……!

Nida sözleniyordu bir heyacan ki evde sormayın gitsin bütün hazırlıklar yapıldı. Genç kız gayet güzel giyindi her şey tamamdı. Nihayet misafirler geldi tek taş yüzük takıldı hattâ  nişan tarihi bile belirlendi. Ertesi gün Nida bir köşeye oturmuş facebook ve  ınstagramda yorumlara bakıyor bazen gülümsüyor bazen üzülüyordu .  Babaannesi yinemi o merete bakıyorsun diye  Nida ya söylendi. Misafirlerin kahvesini dahi buz gibi verdin ikaz ettik neden sonra el öptün .Kendi sözünün keyfini çıkaramadın bana gelen güller 41tane diye paylaşım yapmaktan  böyle sevgimi olur sevdamı olur Elindeki o meretle uğraşmaktan kayınvaliden ile iki kelam edemedin , Allah verede kadın sana gönül koymasın dedi babaannesi .Nida döndü babaannesine sen ne anlarsın sevgiden sevdadan sana danışmadan vermişler seni büyükbabama dedi.Babaannesi sustu o an ve bir kez yutkundu ben yürüyeceğim dedi bastonundan güç alarak  usulca çıktı evden her gün olduğu gibi eşini ziyarete gitti. Bir hafta sonra erkek tarafı yemeğe gelecekti.  Yine evde bir telaş bir panik yemekler hazırlıyor resimler çekilip sosyal medyaya konuyor.Evde dip köşe temizlik hızla devam ederken babaanne çıktı evden mezar üstüne gitti her gün olduğu gibi.

Nida babaannesinin odasında yasin i şerifi kaldırdı kitapların üzerine bırakırken bir anda kâğıtlar ve büyükbabasının resmi  saçıldı yere acele ediyordu Nida lâkin yinede bir sayfaya bakmak istedi .Babaannesi bozuk yazısıyla bin altıyüz yetmiş iki gün oldu sen göçeli hasan beni yalnız koydun buralarda lâkin benim için diktiğin meyve ağaçlarını suladıkça çocuklar meyve yedikçe sevap hanemize yazılan sevaplar sana ulaşsın diye asla dilimle ikrâr etmiyorum sevabın bölünmesin diye hasanım sen rahat uyu incitmesin toprağın.Seni çokta özledim biliyormusun en çokta çarşıya gidip dönüşünde bir heycanla eve gelip cebinden benim sevdiğim o kahveli şekerden aldım sana bir tane at ağzınada göreyim yediğini içim rahat etsin deyip usulca yanağımı öpüşünü sonra ceylanım deyişini çok özledim çok .Mezar üstüne gelmez isem Uyuyamıyorum o gece hasanım kızıyorlar bana her gün sokağa çıkıyorum diye düşer bir yerimi kırarmışım . Nerden bilsinler ki ! mezar taşını öpmesen içimdeki acının bir nebze soğuyacağını .Torun bana sen ne anlarsın sevdadan dedi Hasanım . Sevdanın hası suskun yaşanır yeride gönüldür diyemedim ona . Onlar sevdiği için bir şey yapsalar resmini çekip internet denen şeye koyuyorlar hasanım .

Genç kız bu satırları okuyunca çok utandı hemen babaannesinden özür dileyecekti . O gece babaannesi eve gelmedi . Bütün komşuları akrabaları hastane karakolları aradılar . Nihayetinde yaşlı kadını mezarlıkta eşinin mezarı üstünde ölü olarak buldular.

Kalabalıklarda’ki sükselerine aldırma kimsenin …..

Kuytularda herkes sessiz ve kimsesiz

Huzur dışında her şeye sahip

Güvensiz

Nedensiz

Hissiz

Tepkisiz

Sesiz

Sedasız

İsteksiz

Çağın vebası mutsuz insanlar

Gülay DUMAN…

…..!

Nida sözleniyordu bir heyacan ki evde sormayın gitsin bütün hazırlıklar yapıldı. Genç kız gayet güzel giyindi her şey tamamdı. Nihayet misafirler geldi tek taş yüzük takıldı hattâ  nişan tarihi bile belirlendi. Ertesi gün Nida bir köşeye oturmuş facebook ve  ınstagramda yorumlara bakıyor bazen gülümsüyor bazen üzülüyordu .  Babaannesi yinemi o merete bakıyorsun diye  Nida ya söylendi. Misafirlerin kahvesini dahi buz gibi verdin ikaz ettik neden sonra el öptün .Kendi sözünün keyfini çıkaramadın bana gelen güller 41tane diye paylaşım yapmaktan  böyle sevgimi olur sevdamı olur Elindeki o meretle uğraşmaktan kayınvaliden ile iki kelam edemedin , Allah verede kadın sana gönül koymasın dedi babaannesi .Nida döndü babaannesine sen ne anlarsın sevgiden sevdadan sana danışmadan vermişler seni büyükbabama dedi.Babaannesi sustu o an ve bir kez yutkundu ben yürüyeceğim dedi bastonundan güç alarak  usulca çıktı evden her gün olduğu gibi eşini ziyarete gitti. Bir hafta sonra erkek tarafı yemeğe gelecekti.  Yine evde bir telaş bir panik yemekler hazırlıyor resimler çekilip sosyal medyaya konuyor.Evde dip köşe temizlik hızla devam ederken babaanne çıktı evden mezar üstüne gitti her gün olduğu gibi.

Nida babaannesinin odasında yasin i şerifi kaldırdı kitapların üzerine bırakırken bir anda kâğıtlar ve büyükbabasının resmi  saçıldı yere acele ediyordu Nida lâkin yinede bir sayfaya bakmak istedi .Babaannesi bozuk yazısıyla bin altıyüz yetmiş iki gün oldu sen göçeli hasan beni yalnız koydun buralarda lâkin benim için diktiğin meyve ağaçlarını suladıkça çocuklar meyve yedikçe sevap hanemize yazılan sevaplar sana ulaşsın diye asla dilimle ikrâr etmiyorum sevabın bölünmesin diye hasanım sen rahat uyu incitmesin toprağın.Seni çokta özledim biliyormusun en çokta çarşıya gidip dönüşünde bir heycanla eve gelip cebinden benim sevdiğim o kahveli şekerden aldım sana bir tane at ağzınada göreyim yediğini içim rahat etsin deyip usulca yanağımı öpüşünü sonra ceylanım deyişini çok özledim çok .Mezar üstüne gelmez isem Uyuyamıyorum o gece hasanım kızıyorlar bana her gün sokağa çıkıyorum diye düşer bir yerimi kırarmışım . Nerden bilsinler ki ! mezar taşını öpmesen içimdeki acının bir nebze soğuyacağını .Torun bana sen ne anlarsın sevdadan dedi Hasanım . Sevdanın hası suskun yaşanır yeride gönüldür diyemedim ona . Onlar sevdiği için bir şey yapsalar resmini çekip internet denen şeye koyuyorlar hasanım .

Genç kız bu satırları okuyunca çok utandı hemen babaannesinden özür dileyecekti . O gece babaannesi eve gelmedi . Bütün komşuları akrabaları hastane karakolları aradılar . Nihayetinde yaşlı kadını mezarlıkta eşinin mezarı üstünde ölü olarak buldular.

Kalabalıklarda’ki sükselerine aldırma kimsenin …..

Kuytularda herkes sessiz ve kimsesiz

Huzur dışında her şeye sahip

Güvensiz

Nedensiz

Hissiz

Tepkisiz

Sesiz

Sedasız

İsteksiz

Çağın vebası mutsuz insanlar

Gülay DUMAN…