Adını Sen Koy
Komşu komşu huu! Oğlun geldi mi? Geldi Ne getirdi? İnci boncuk, Kime kime? Sana bana
Başka kime? Kara kediye
Kara kedi nerde? Ağaca çıktı. Ağaç nerde? Balta kesti. Balta nerde? Suya düştü. Su nerde? İnek içti
İnek nerde? Dağa kaçtı.
Dağ nerde? Yandı bitti kül olduu.
Her şey ve herkes ne kadar gelip geçici ve ne kadar dönemlik.
Ne kolay adapte olduk tüketmeye.
Önce eşyalardan başladık, sonra insanlar ve daha sonra kavramlar, ilişkiler…
Ne çabuk harcıyoruz, sıkılıyoruz birbirimizden. Tüketim tarihlerimiz ne çabuk son buluyor…
İnsanları kıyafetine, hitabetine, cinsiyetine, dinine, mezhebine, cüzdanına göre değerlendirmeyin. Vicdanına bakın, irfanına bakın, mertliğine bakın, ahlakına bakın. Hiç zararlı çıkmazsınız.
Oysa fast food-facebook çağında insanlar birbirini tanımaya zaman ayıramıyor ve gerçek kişilikler teknik olarak perdeleniyor.
Tükettiğimiz değerler içinde en vahimi de milli değerlerimiz.
Yıllarca cephelerde vatan evlatlarını kaybetmiş, yerli kaynakların, milletin ve devletin bekası için değerini yaşayarak öğrenmiş insanların; tuz işletmelerini, madenlerini, demiryollarını yabancılara karşı korumaya almasını anlamak çok mu zor?
Şeker, tekstil, silah ve mühimmat fabrikaları açmasını, her fabrika bir kaledir demesini, kaynaklarından en büyük payı eğitime vermesini, kalem kılıçtan üstündür demesinden hiç mi bir şey anlamadık.
İspanyol gribi yaşamış insanların aşı üretim merkezi açmaları israf mı?
Hadi unuttuk bunları peki 1974 ambargosu sonrası bu ülkede yaşananları da mı hiç hatırlamıyoruz?
Kafasına taş düşünce kanayacağını öğrenmek için insanın mutlaka başına taş mı düşmesi lazım?
Dost devletler menfaatleri olduğu sürece dosttur uluslararası ilişkilerde en temel kuraldır bu.
Kendi kendine ayakta duracak imkanlara sahip olursan, güçlü ve caydırıcı olursun. Yoksa ellerini açıp beklersin.
Ne güzel demiş atalarımız
“Tırnağın varsa başını kaşı”
Günü birlik kısır siyasi çekişmelerden sıyrılıp, her alanda üretim yapmak zorundayız. Tek kurtluşumuz tüketen değil, üreten bir ülke haline geri dönmektir.
Tek derdimiz Atatürk’ün kurup emanet ettiği Cumhuriyeti muhafaza ve müdafaa etmektir….
O gün; işte yaşadığımız bu günlerdir.
Eğilmeden, bükülmeden dimdik ayakta duran Atatürkçülere bin selam olsun.
Selam olsun….
Birgül YEDİBELA