Yoğun bir araştırma soncu ulaştığımız kaynakları derlemek ve İnternet sitelerine servis etmek oldukça fazlaca zamanımızı aldı.Bu çalışma ciddi kaynaklar ve bulgularla düzenlendi.Akademik içeriği fazlaca ağır gelse de dili basit ve anlaşılır olmasına özen gösterdik. …
İçinde bulunduğum geleneğin ve geçmişe saygımın bir yansıması olarak hazırlanan bu çalışma…
Umarım yararlı olur….
Orijinali İskenderiye Kütüphanesinde bulunan Selahattin Eyyubi’nin el yazması günlüğünün, Fransız Gazetesi Genevieve Chauvel tarafından romanlaştırılmış,
“Ben Selahattin” isimli kitapta şöyle diyor:
“Bunları yazmaya başlamadan önce kendimi tanıtayım.
Ben Selahaddin !
“Önce, ben Kürdüm. Ramadi aşiretindenim. Bu aşiret, Kürdlerin en eski ve asil aşiretlerinden biridir. Aşiretin yerleşik yeri, Batı Azerbeycandır. Dedem Şadinin babası Mervandan önceki soyumuz üzerine fazla bilgim yoktur.
BAŞLARKEN…
Sadililer, ilk Kürt hanedanliklarinin kurulusunda önemli roller oynamis sayili Kürt asiretlerinden biridir. Serefname’de “Eyyubogullari” ile ilgili kisimda, Revadiler ve Seddadiler adi altinda anilirlar. Seref Han, cedlerinin “Sadi bin Mervan” oldugunu söyledigi Eyyübileri de Sadiler’le iliskilendirmektedir. “Sadi bin Mervan”, Selahaddin Eyyübi’nin dedesidir.
“Revadiye” asiretinden gelen Eyyübiler’in ilk yurtlari Dvin yakinindaki Revan Ovasi’dir (Sahat Çukuru).
Kaynaklarda Ravadi (Sadi, Seddadi) ve Eyyübi diye bilinen hanedanliklarin her ikisinin de Rawadi asireti ve hanedanligindan çiktigi kayddedilir. Ravadi ise, Minorsky’nin yazdigina göre, Hadhbani (Hazbani) asiretinin bir kabilesiydi. Iran-Irak sinirindaki Banu Annaz hanedanliginin yükselisi de Minorsky’e göre “Shadhandjan Kürtleri”ne, yani Sadiler’e dayaniyordu (Bkz. V. Minorsky, EI, Annazids).
Ibnül Ezrak El-Fariki’nin kaleme aldigi Farkin ve Amed Tarihi’ndeki bilgilere göre Sadiler’in Mervaniler’le yakin iliskileri vardi. Mervani Kürtleri’nin yöneticilerinden Said Ebu Nasr bin Mervan (1010/1011-1062), Yukari Ermenistan ve Arran’in (Aras-Kur arasi) Sadi emiri “Manuçer-oglu Fadlun”un kiziyla evliydi. Selçuklular kendi topraklarina yaklastiginda Mervani Emiri Nasiruddevle’nin Isfahan’daki Selçuk sultanina yolladigi heyette Seddadi (Sadi) evinden olduklarini sandigim Farkinli Ebu’l Heyca Er-Revadi ile Emir Davud bin Eskeri El-Qertiqi (El Kartiki) de varlardi (1085). Revadi ve Qertiki (Kartiki) gibi nisbeler Sadilerle iliskili görünürler.
Farkin ve Diyarbekir 1086/1087’de Selçuklular ve müttefikleri tarafindan ele geçirildi.
Kurucusu “Muhammed bin Saddad bin Kartu/Kartii” (“Muhammed Saddad b. Kartu”)’nin adiyla Sadiler, mensup oldugu asiretin adiyla da Ravadiler diye adlandirilan hanedanlik 951 yilinda Tebriz ve çevresinde, yani Azerbaycan’da kuruldu. Baslangiçta Deylemli Musafiriler’e bagli olan Ravadiler/Seddadiler, sonralari Bizans ve Selçuklular ile ittifak kurdular.
Erken Ravadiler “El-Azdi”ünvani kullanmislardir. Bu ünvandan hareketle onlari Azerbaycan’in bu parçasini ilk isgal eden Yemen asireti Azdiler’le iliskilendirenler vardir. Bu görüsü savunanlar orijinde Arap olan bu evin giderek Kürtlestigini öne sürerler. Bu konudaki egemen görüs, Ravadiler’in gerçekte Kürt oldugu, ama karsilikli evlilikler yoluyla zamanla karistigi yönündedir.
Sonraki Ravadiler “El-Kurdi” ünvani tasimislardir. Sadiler’in (“Banu Saddad”) esas üsleri Dvin (Dabil) ve Gence idi. Nitekim “Muhammed bin Saddad bin Kartii” de, ilkin Dabil emiri olarak görünmüs (951), ardindan 4-5 yil kadar fiilen Azerbaycan emirligi yapmistir. 970 yilinda O’nun yerine geçen oglu ancak Arran bölgesinde tutunabilmistir. Bu siradaki Gence emiri, Muhammed bin Saddad’in kardesi oldugu sanilan Fadlun adinda biridir.
Kisacasi, Sadiler/Ravadiler adi ve hanedanligi daha çok Arran (Albania, Alvank) diye bilinen Kur-Aras arasindaki Gence baskentli topraklara, yani Kafkas Azerbaycani’na referans olarak görünür. Arran’daki ana merkezler Gence, Nahçivan, Tiflis, Derbend (Demirkapi) ve Karabag’di. Enc. Of Islam’in “Banu Shaddad” maddesine göre, o tarihte bu bölgenin halkina “Lezgiler” deniliyordu.
Ravadi ve/veya Sadi hanedanliklari Selçuk ve Mogol istilalari sirasinda son buldular.
1054 yilinda Selçuklu Tugrul Azerbaycan ve Arran’da belirince Arran emiri “Ebu’l Aswar” (ölm. 1067), Tugrul’a baglanir. Tugrul’un Ani üzerine seferine katilir. Bizans’tan elegeçirilen Ani, Sadiler’in bir kolunun, Gürcü kroniklerine göre “Ebulasvar”in oglu Manuçar (Manuça, Menuçehr)’in yönetimine verilir (Akt. Kirzioglu, Kars Tarihi).
Böylece sonraki tarihlerde bu hanedanligin Gence (Arran), Ani ve Dwin olmak üzere birkaç kolundan sözedilir. Bu kollar bazi kaynaklarda Büyük Seddadlilar (Gence kolu), Küçük Seddadlilar (Ani kolu) ve Seddadlilar (Divin kolu) seklinde adlandirilir. Islami kaynaklarda Seddadlilar, “Ravadi Kürtleri” diye tanimlanir.
Bu hanedanligin yöneticilerinden bir bölümünün adlari söyledir: Kartuk, Seddad, Muhammed b. Seddad (ölm. 955), Merzban (ölm. 985), Fadlun/Fadl I (Fazl, 985-1031), Leskeri Ali (1031-1046), Nusirvan (1049-?), Ebu’l Esvar (Ebu’l Süvar/Savur/Sabur, 1020-1067).
Bunlardan Ebu’l Esvar, 1064’te Selçuklu Alparslan’a baglanarak onunla isbirligi yapmistir. Üç oglunun adlari, Fadlun II, Ebu Nasr (1067-1105) ve Ebu Suca Menuçehr’dir (1064-1110).
Urfali Matthew, kendi kroniginde, Ukayli Kureys bin Bedran’in yanisira Ebu’l Uswar’i da Malazgirt savasinda Selçuklu Alparslan’in müttefikleri arasinda saymaktadir. Ebu’l Uswar, bahsini ettigimiz Seddadi emiridir. Ama Matthew’in kroniginde kronolojik hatalar vardir. Çünkü bu tarihte ne Kureys bin Bedran ne de Ebu’l Uswar hayattadir. Malazgirt’te Selçuklular ile ittifak halinde Bizans’a karsi savasanlar, bu ikilinin çocuklari veya yakinlari olmalidir.
Bu savasta Saltuk, Artuk, Danismend ve Mengücek de varlardi. Dersim geleneginin bazi parçalari bu döneme referanslar içerir. Sözgelimi gelenegin sözünü ettigi Selçuklularla evlilikler daha çok bu döneme referans gibi görünürler. Ebu’l Esvar’in oglu Gence Emiri Fadlun II (1067-1088), Malazgirt’te Selçuklu müttefikleri arasinda sayilan, hatta esirler arasindaki Bizans imparatoru Romen Diyojeni teshis ettigi söylenen)
1-Kürtçe 2-Azerice 3-Farsça 4-Dersimce konusma dileri vardir
Sahdililer Anadoluya gelen en büyük gurubu Bingöl iline bagli Kigi ilçesine Giri Gakvin eteklerine kaymis ve bu yerde yerlesmeye çalismislar bu kezde o bölgeye o tarihte hakim Ermeni saldirisina ugramis ve asiret reisleri Bagin Kalesinde zindana atilmislardir .Ancak o tarihlerde o bölgeye yakin ve bugünde Elazig ili Karakoçan ilçesinebagli [Delikan] köyünü kuran ve yerlesen Seyit Nuri Cemalettin [Halk arasinda Cemal Abdal]olarak bilinenzat tarafindan kurtarilir Sahdililer Cemal Abdala ikrar verip talibi olmuslardir.
Sahsadililarla ilgili bilgilerde bunlarin Anadoludaki en büyük asiret boylarin olduklari ve Türkiyenin pek çok iline dagilmislar.
ANADOLUDA SADILI ASIRETI TARIHÇESI.
Artik Kigi bölgesine yerlesmesinde engel kalmayan Sahdililer bu bölgede bir çok yerlesim birimi kurup buraya yerlesmisler ,bu yerlesim birimlerinden biride Bilican Köyüdür daha sonralari bu yöreden ayrilip baska yörelere giden halkada Bilican`lilar denilmistir temelde bu insanlar birbirine bagli Sahdili Asireti kolundandirlar.Sahdililrin Seyit Nuri Cemalettine ikrar vermeleri de kendilerini mucizati ike Bagin zindanlarindan kurtarmalari nedeniyledir o tarihten bu yana Sahdililer Cemalabdala biat edip talip olmuslardir.
Bu bilgiler tamamen Seyit Cemal {Cemal Abdal`in} seceresine dayalidir, söz konusu secere Cemal Abdal `in türbesinin ve ocak evinin bulundugu Delikanda köyündedir bu secere Selçuklu Imparatoru Alaatin Keykubat tarafindan da turasi ile mühürlenerek onaylanmistir.
Bilicanlilar daha sonralari çesitli nedenlerle bir kisim halk Bilican köyünden göç ederek baska bölgelere gidip yerlesmislerdir Karayaprak köyüde bunun bir örnegidir.
Anadolu Alevi ocaklarinin Horasan’dan gelis yollarinin Sürmeli Çukur-Aras boylari oldugu kesinlesir.
Bu su demektir ki Malazgirit’ten önce Sadililar Anadolu’ya gelmislerdir.Sadili köylerinin bugün Anadolu’da olanlari asagi yukari sunlardir:
Tunceli-Malazgirt’te Muhundu,Canik,Kirzi,Dirban,Hivedan,Isnis köyleri,
Erzincan-Iliç’ta Kirzi köyü Tercan’da Kesan komu,Sivas-Kangal’da Yellice köyü,Varto bölgesinde Sahdeli adiyla taninan bir asiretin Sadili
kökeninden oldugu ve Alevi inancinda bulundugu bölge tarihinde anlatilmaktadir.
Elazig,Tunceli,Bingöl ve Diyarbakir bölgelerinde ise Kubathan,Okçiyan ,Kimsoran,Cunan,Zimtek oymaklari ve dogrudan dogruya Sadili adini tasiyan bir oymak vardir.Bu son oymak Kigi’ya bagli Yaziciogullarinin korumasinda 60 köylük bir yerlesim durumundadir.
Azerbaycan Sadililarinin bir kesimi daha sonralari Irak bölgesine gitmisler ve oralarda yerlesmislerdir.
Irak Selçuklularinin ünlü atabeki Selahaddin Eyubi de bu soydandir .
Ancak Selahaddin Eyyubi`nin aslinda bu oymagin kurucusu Sadi`nin degil de daha sonraki Sadi `nin torunu oldugu da tarihler nedeniylede kesindir.
SADILERIN BAGLI OLDUGU PIR CEMAL ABDAL HAZRETLER TÜRBESI.
Selçuklu döneminde 1160-1230 yillari arasinda yasadigi tahmin edilmektedir. Pir Cemal Abdal Orta Asya’ dan Anadolu’ya gelen Yesevi seyhlerinden biridir. Anlatilan rivayetlere göre Mevlana Celalettin Rumi’nin babasi Bahaeddin Veled ‘le birlikte Belh yöresinden kalkarak önce Erzincan’a daha sonra, Pir Cemal Abdal’la ayni oymaktan olan Okçu Yusuf ve kardesleri
Hamza, Bahadir, Çakabey, Kizil ve Sevti ile birlikte bugünkü Okçular Köyüne geldigi ve buraya yerlesmelerine ise Sultan Alaaddin Keykubat’in aracilik ettigi söylenir. Pir Cemal Abdal’in Üçbudak Köyü’ndeki ev kalintisindan kalan izlere halen rastlamak mümkündür.(Devletin kaynaklarina göre) Karakoçan ilçesinin kuzey batisinda bulunan Üçbudak Köyü’nde medfundur. Mezari son yillarda mermer bir sanduka içine alinmistir. Bu mermer sandukanin etrafi demir bir kafesle çevrilidir
Cemal Abdal Ocagi Elazig Karakoçan’da Madran ile Delikan Köylerinin arasinda bulunmaktadir.( alevi kaynaklarina göre) Iki türbe vardir. Büyük Cemal Abdal ve Küçük Cemal Abdal türbeleri. Sadili Asireti’nin bir bölümü bu ocagin talipleridir. Cemal Abdal Ocagi Dedelerinin mürsidleri ise Aguiçen Ocagi Dedeleridir. Tunceli ili Mazgirt ilçesi’de bulunan Kizilkale Köyü’nde de bu ocaga mensup Dede aileleri bulunur. Cemal Abdal, Dervis Cemal ve Seyyid Nuri Cemaleddin’in ayni kisi oldugu ifade edilmektedir.
KAYNAK: [Only Registered Users Can See Links]
abidins
26.01.2008, 11:33
SADI ASIRETI HAKKINDA ARASTIRMA
SADILILER
Sadililer, ilk Kürt hanedanliklarinin kurulusunda önemli roller oynamis sayili Kürt asiretlerinden biridir. Serefname’de “Eyyubogullari” ile ilgili kisimda, Revadiler ve Seddadiler adi altinda anilirlar. Seref Han, cedlerinin “Sadi bin Mervan” oldugunu söyledigi Eyyübileri de Sadiler’le iliskilendirmektedir. “Sadi bin Mervan”, Selahaddin Eyyübi’nin dedesidir.
“Revadiye” asiretinden gelen Eyyübiler’in ilk yurtlari Dvin yakinindaki Revan Ovasi’dir (Sahat Çukuru).
Kaynaklarda Ravadi (Sadi, Seddadi) ve Eyyübi diye bilinen hanedanliklarin her ikisinin de Rawadi asireti ve hanedanligindan çiktigi kayddedilir. Ravadi ise, Minorsky’nin yazdigina göre, Hadhbani (Hazbani) asiretinin bir kabilesiydi. Iran-Irak sinirindaki Banu Annaz hanedanliginin yükselisi de Minorsky’e göre “Shadhandjan Kürtleri”ne, yani Sadiler’e dayaniyordu (Bkz. V. Minorsky, EI, Annazids).
Ibnül Ezrak El-Fariki’nin kaleme aldigi Farkin ve Amed Tarihi’ndeki bilgilere göre Sadiler’in Mervaniler’le yakin iliskileri vardi. Mervani Kürtleri’nin yöneticilerinden Said Ebu Nasr bin Mervan (1010/1011-1062), Yukari Ermenistan ve Arran’in (Aras-Kur arasi) Sadi emiri “Manuçer-oglu Fadlun”un kiziyla evliydi. Selçuklular kendi topraklarina yaklastiginda Mervani Emiri Nasiruddevle’nin Isfahan’daki Selçuk sultanina yolladigi heyette Seddadi (Sadi) evinden olduklarini sandigim Farkinli Ebu’l Heyca Er-Revadi ile Emir Davud bin Eskeri El-Qertiqi (El Kartiki) de varlardi (1085). Revadi ve Qertiki (Kartiki) gibi nisbeler Sadilerle iliskili görünürler.
Farkin ve Diyarbekir 1086/1087’de Selçuklular ve müttefikleri tarafindan ele geçirildi.
Kurucusu “Muhammed bin Saddad bin Kartu/Kartii” (“Muhammed Saddad b. Kartu”)’nin adiyla Sadiler, mensup oldugu asiretin adiyla da Ravadiler diye adlandirilan hanedanlik 951 yilinda Tebriz ve çevresinde, yani Azerbaycan’da kuruldu. Baslangiçta Deylemli Musafiriler’e bagli olan Ravadiler/Seddadiler, sonralari Bizans ve Selçuklular ile ittifak kurdular.
Erken Ravadiler “El-Azdi”ünvani kullanmislardir. Bu ünvandan hareketle onlari Azerbaycan’in bu parçasini ilk isgal eden Yemen asireti Azdiler’le iliskilendirenler vardir. Bu görüsü savunanlar orijinde Arap olan bu evin giderek Kürtlestigini öne sürerler. Bu konudaki egemen görüs, Ravadiler’in gerçekte Kürt oldugu, ama karsilikli evlilikler yoluyla zamanla karistigi yönündedir.
Sonraki Ravadiler “El-Kurdi” ünvani tasimislardir. Sadiler’in (“Banu Saddad”) esas üsleri Dvin (Dabil) ve Gence idi. Nitekim “Muhammed bin Saddad bin Kartii” de, ilkin Dabil emiri olarak görünmüs (951), ardindan 4-5 yil kadar fiilen Azerbaycan emirligi yapmistir. 970 yilinda O’nun yerine geçen oglu ancak Arran bölgesinde tutunabilmistir. Bu siradaki Gence emiri, Muhammed bin Saddad’in kardesi oldugu sanilan Fadlun adinda biridir.
Kisacasi, Sadiler/Ravadiler adi ve hanedanligi daha çok Arran (Albania, Alvank) diye bilinen Kur-Aras arasindaki Gence baskentli topraklara, yani Kafkas Azerbaycani’na referans olarak görünür. Arran’daki ana merkezler Gence, Nahçivan, Tiflis, Derbend (Demirkapi) ve Karabag’di. Enc. Of Islam’in “Banu Shaddad” maddesine göre, o tarihte bu bölgenin halkina “Lezgiler” deniliyordu.
Ravadi ve/veya Sadi hanedanliklari Selçuk ve Mogol istilalari sirasinda son buldular.
1054 yilinda Selçuklu Tugrul Azerbaycan ve Arran’da belirince Arran emiri “Ebu’l Aswar” (ölm. 1067), Tugrul’a baglanir. Tugrul’un Ani üzerine seferine katilir. Bizans’tan elegeçirilen Ani, Sadiler’in bir kolunun, Gürcü kroniklerine göre “Ebulasvar”in oglu Manuçar (Manuça, Menuçehr)’in yönetimine verilir (Akt. Kirzioglu, Kars Tarihi).
Böylece sonraki tarihlerde bu hanedanligin Gence (Arran), Ani ve Dwin olmak üzere birkaç kolundan sözedilir. Bu kollar bazi kaynaklarda Büyük Seddadlilar (Gence kolu), Küçük Seddadlilar (Ani kolu) ve Seddadlilar (Divin kolu) seklinde adlandirilir. Islami kaynaklarda Seddadlilar, “Ravadi Kürtleri” diye tanimlanir.
Bu hanedanligin yöneticilerinden bir bölümünün adlari söyledir: Kartuk, Seddad, Muhammed b. Seddad (ölm. 955), Merzban (ölm. 985), Fadlun/Fadl I (Fazl, 985-1031), Leskeri Ali (1031-1046), Nusirvan (1049-?), Ebu’l Esvar (Ebu’l Süvar/Savur/Sabur, 1020-1067).
Bunlardan Ebu’l Esvar, 1064’te Selçuklu Alparslan’a baglanarak onunla isbirligi yapmistir. Üç oglunun adlari, Fadlun II, Ebu Nasr (1067-1105) ve Ebu Suca Menuçehr’dir (1064-1110).
Urfali Matthew, kendi kroniginde, Ukayli Kureys bin Bedran’in yanisira Ebu’l Uswar’i da Malazgirt savasinda Selçuklu Alparslan’in müttefikleri arasinda saymaktadir. Ebu’l Uswar, bahsini ettigimiz Seddadi emiridir. Ama Matthew’in kroniginde kronolojik hatalar vardir. Çünkü bu tarihte ne Kureys bin Bedran ne de Ebu’l Uswar hayattadir. Malazgirt’te Selçuklular ile ittifak halinde Bizans’a karsi savasanlar, bu ikilinin çocuklari veya yakinlari olmalidir.
Bu savasta Saltuk, Artuk, Danismend ve Mengücek de varlardi. Dersim geleneginin bazi parçalari bu döneme referanslar içerir. Sözgelimi gelenegin sözünü ettigi Selçuklularla evlilikler daha çok bu döneme referans gibi görünürler. Ebu’l Esvar’in oglu Gence Emiri Fadlun II (1067-1088), Malazgirt’te Selçuklu müttefikleri arasinda sayilan, hatta esirler arasindaki Bizans imparatoru Romen Diyojeni teshis ettigi söylenen ve Sadi adiyla referans verilen kisi olabilir.
Fadlun II öldükten sonra Arran’in çogu Melik Sah tarafindan isgal edilir. Bagimsizligi son buldugu için Saddad Evi’nin bu isgalden sonraki tarihini izlemekte güçlükler çikmaktadir. Ama Ani kentinin 1130’a kadar genelde Sadiler’in yönetimi altinda kaldigi saniliyor. Minorsky’nin yazdigina göre, tam bu siradadir ki (1130’lar), ünlü Selahaddin Eyyübi’nin dedesi Sadi, Dwin’den Irak’taki Tikrit’e göçetmistir.
Hüseyin Hüsameddin’in Amasya Tarihi’nin birinci cildinde kendilerinden Amasya’nin ünlü sülalelerinden biri olarak sözedilen Sadgeldiler (Kutlu Sahlar) ile Dersim’in Sadilli asireti arasinda bir baglanti olduguna inaniyorum. Onlar Amasya ve çevresine Kafkasya’daki beylikleri dagitilinca göçmüs veya göçettirilmis olabilirler.
Amasya Tarihi’nde Amasya çikisli gösterilen Sadgeldiler (Amasya Beyligi), Yilmaz Öztuna’nin Devletler ve Hanedanlar adli kitabindaki bilgilere göre merkezi Amasya olmak üzere Amasya, Merzifon ve Tokat’ta yaklasik 53 yil hüküm süren bir beylik kurmuslardir.
Kutlu-Sahlar adiyla bilinen bu beyligin (1340-1393) yöneticileri babadan ogula su sekilde verilmektedir:
Haci Kutlu Sah (1340?-1361): Tâcüddin Altinbas’in manevi ogludur.
Haci Sâdgeldi Pasa b. Kutlu Sah (1361-1381): Amasya emiri. Hüseyin Hüsameddin ondan “Amasya hükümdari Semseddin Sadgeldi Pasa bin Kutlu” diye sözeder ve onun “Akçakoyunlu kabilesi/oymagi mensubu” oldugunu yazar. Kadi Burhaneddin tarafindan öldürtülmüstür. Mezari Amasya’dadir ve Sadgeldi Pasa Türbesi olarak anilmaktadir. Hüseyin Hüsameddin’e göre 1371’de Amasya hükümdari iken ölmüstür. Onun soyundan gelenler Sadgeldiler olarak bilinmislerdir. Amasya Tarihi’ndeki bilgilere göre onun torunlarindan Sadi Bey’in kizi Saru Hatun Amasya’daki Halkali Dede Türbesi’nde yatmaktadir.
Hüseyin Hüsameddin, Sadgeldiler sülalesinden Divitdarli (Divitdar Ahmet Pasa’nin soyu) ve Burakli adlariyla bilinen iki büyük kol çiktigini ve bunlarin degisik ünvanlar altinda varliklarini 19. Yüzyila kadar koruduklarini kaydetmekte ve Amasya’nin Öz Nahiyesi’nin Seyh Sadi köyünde yasamis “büyük velilerden Seyh Sâdi”den sözetmektedir. Karakeçiogullari’ndan Muslihuddin Musa Bey’in onun için 1409 yilinda Seyh Sadi köyünde bir tekke ve türbe yaptirdigini söylemektedir. Hüseyin Hüsameddin, Amasya’nin Öz Nahiyesi’nde genellikle Bayindirli, Akçakoyunlu (Akkoyunlu diye anlayin, SC), Esenli ve Karakeçili gibi “Özbeöz Türkmen asiretleri” bulundugunu yazmaktadir.
Fahrüddin Ahmet Pasa b. Sadgeldi (1381-1393): Amasya Tarihi’nde ondan Sadgeldi Pasazade Divitdar Ahmet Pasa olarak sözedilir. Candaroglu Kötürüm Bayezid’in damadiydi. Kizini Kadi Burhaneddin’le nisanladi. 12 yil Amasya ve çevresini Osmanlilar’in Amasya sancak beyi olarak yönetti.
1393 yilinda Amasya dogrudan dogruya Osmanli devletine ilhak edildi.
Bu emirler Eretnaogullari’na, Kadi Burhaneddin’e, 1381’den itibaren de Osmanlilar’a tabi olarak yönetmislerdir (Bkz. Y. Öztuna, Devletler ve Hanedanlar, s. 86; H. Hüsameddin, Amasya Tarihi, Ankara, 1986, sadelestirenler: Dr. Ali Yilmaz ve Dr. Mehmet Akkus, cilt 1, s. 45, 99, 115, 158-166, 202-203, 262-263, 280-287).
Sadiler bir dönem boyunca Karakoyunlu, daha sonra da Akkoyunlu konfederasyonu içinde yeralmislardir. Akkoyunlu hanedanligi yikilinca Safevilerle ittifak içinde görünürler.
Dersim’in Kürt kökenli asiretleri Sadililer basligi altinda toplanabilir.
Pilvenk ve Karaçor asiretleri bile bazi çevreler tarafindan Sadili veya onlarla iliskili gibi gösterilirler. Kimisi bunlara Kimisorlular ile Okçular’i da ilave eder.
Bu makaleye eklemek isterim..
1 – Alanli Asiretinin Mazgirtteki 30 kadar Köy ve Mezrasida Kurmanca konusurlar.
2 – Çarekan Asiretide Wan Yöresinde ve Sivasta Kurmanca konusur ama Tunceli ve Erzincanda Kirmançkidir..
3 – Hiranlilar Tuncelide agirlikli olarak Kurmanca, Sivas Yöresinde de Kurmanca kullanirlar.. Erzincanda, Varto, Ardahan, Kars Yöresinde ise Kirmançki konusurlar..
4 – Karsanlilar Tuncelide Kirmançki, Kigi – Karakoçan ve Marasda Kurmanca..
5 – Sadiyan Asireti Sivas, Bingöl, Elazig, Tunceli Mazgirt Yöresinde Kurmanca konusur, Tunceli Nazimiyede Kirmançkidir..
ZARA.Dipsizgöl köyü.1800 lerde Sadi asiretinin köyüymüs su an Sadilardan tek hatira kalan çesme var ismi Sadi çesmesi olarak geçiyor{Kaniya Sadiyan
Sadiler göçünce yerine Seyitler Dedeler yerlesmis {Kayiran}olarak geçmektedir
Dedelerde kendilerine kapi komsu olarak Dersimden gelip sariçiçekte Malatya tarafinda çapa isinden çalisan bir aileyi Dipsizgöle getirir bu ailenin ismi {Çapçi } ailesi olarak geçiyor geldikleri zaman dilleri zaza,ymis seneler sonra zaza dilini unutmuslar kirmanci dilini ögrenmisler
Kayiran ve Çapçilardan sonra köye yerlesen kabile Gerni asiretinden su an Dipsizgölde nüfusun çogunlugu Gerni asiretindendir.
Asagidaki bu bölüm sayin SEYFI CENGIZ” e aittir.
SADILILER
Sadililer, ilk Kürt hanedanliklarinin kurulusunda önemli roller oynamis sayili Kürt asiretlerinden biridir. Serefname’de “Eyyubogullari” ile ilgili kisimda, Revadiler ve Seddadiler adi altinda anilirlar. Seref Han, cedlerinin “Sadi bin Mervan” oldugunu söyledigi Eyyübileri de Sadiler’le iliskilendirmektedir. “Sadi bin Mervan”, Selahaddin Eyyübi’nin dedesidir.
“Revadiye” asiretinden gelen Eyyübiler’in ilk yurtlari Dvin yakinindaki Revan Ovasi’dir (Sahat Çukuru).
Kaynaklarda Ravadi (Sadi, Seddadi) ve Eyyübi diye bilinen hanedanliklarin her ikisinin de Rawadi asireti ve hanedanligindan çiktigi kayddedilir. Ravadi ise, Minorsky’nin yazdigina göre, Hadhbani (Hazbani) asiretinin bir kabilesiydi. Iran-Irak sinirindaki Banu Annaz hanedanliginin yükselisi de Minorsky’e göre “Shadhandjan Kürtleri”ne, yani Sadiler’e dayaniyordu (Bkz. V. Minorsky, EI, Annazids).
Ibnül Ezrak El-Fariki’nin kaleme aldigi Farkin ve Amed Tarihi’ndeki bilgilere göre Sadiler’in Mervaniler’le yakin iliskileri vardi. Mervani Kürtleri’nin yöneticilerinden Said Ebu Nasr bin Mervan (1010/1011-1062), Yukari Ermenistan ve Arran’in (Aras-Kur arasi) Sadi emiri “Manuçer-oglu Fadlun”un kiziyla evliydi. Selçuklular kendi topraklarina yaklastiginda Mervani Emiri Nasiruddevle’nin Isfahan’daki Selçuk sultanina yolladigi heyette Seddadi (Sadi) evinden olduklarini sandigim Farkinli Ebu’l Heyca Er-Revadi ile Emir Davud bin Eskeri El-Qertiqi (El Kartiki) de varlardi (1085). Revadi ve Qertiki (Kartiki) gibi nisbeler Sadilerle iliskili görünürler.
Farkin ve Diyarbekir 1086/1087’de Selçuklular ve müttefikleri tarafindan ele geçirildi.
Kurucusu “Muhammed bin Saddad bin Kartu/Kartii” (“Muhammed Saddad b. Kartu”)’nin adiyla Sadiler, mensup oldugu asiretin adiyla da Ravadiler diye adlandirilan hanedanlik 951 yilinda Tebriz ve çevresinde, yani Azerbaycan’da kuruldu. Baslangiçta Deylemli Musafiriler’e bagli olan Ravadiler/Seddadiler, sonralari Bizans ve Selçuklular ile ittifak kurdular.
Erken Ravadiler “El-Azdi”ünvani kullanmislardir. Bu ünvandan hareketle onlari Azerbaycan’in bu parçasini ilk isgal eden Yemen asireti Azdiler’le iliskilendirenler vardir. Bu görüsü savunanlar orijinde Arap olan bu evin giderek Kürtlestigini öne sürerler. Bu konudaki egemen görüs, Ravadiler’in gerçekte Kürt oldugu, ama karsilikli evlilikler yoluyla zamanla karistigi yönündedir.
Sonraki Ravadiler “El-Kurdi” ünvani tasimislardir. Sadiler’in (“Banu Saddad”) esas üsleri Dvin (Dabil) ve Gence idi. Nitekim “Muhammed bin Saddad bin Kartii” de, ilkin Dabil emiri olarak görünmüs (951), ardindan 4-5 yil kadar fiilen Azerbaycan emirligi yapmistir. 970 yilinda O’nun yerine geçen oglu ancak Arran bölgesinde tutunabilmistir. Bu siradaki Gence emiri, Muhammed bin Saddad’in kardesi oldugu sanilan Fadlun adinda biridir.
Kisacasi, Sadiler/Ravadiler adi ve hanedanligi daha çok Arran (Albania, Alvank) diye bilinen Kur-Aras arasindaki Gence baskentli topraklara, yani Kafkas Azerbaycani’na referans olarak görünür. Arran’daki ana merkezler Gence, Nahçivan, Tiflis, Derbend (Demirkapi) ve Karabag’di. Enc. Of Islam’in “Banu Shaddad” maddesine göre, o tarihte bu bölgenin halkina “Lezgiler” deniliyordu.
Ravadi ve/veya Sadi hanedanliklari Selçuk ve Mogol istilalari sirasinda son buldular.
1054 yilinda Selçuklu Tugrul Azerbaycan ve Arran’da belirince Arran emiri “Ebu’l Aswar” (ölm. 1067), Tugrul’a baglanir. Tugrul’un Ani üzerine seferine katilir. Bizans’tan elegeçirilen Ani, Sadiler’in bir kolunun, Gürcü kroniklerine göre “Ebulasvar”in oglu Manuçar (Manuça, Menuçehr)’in yönetimine verilir (Akt. Kirzioglu, Kars Tarihi).
Böylece sonraki tarihlerde bu hanedanligin Gence (Arran), Ani ve Dwin olmak üzere birkaç kolundan sözedilir. Bu kollar bazi kaynaklarda Büyük Seddadlilar (Gence kolu), Küçük Seddadlilar (Ani kolu) ve Seddadlilar (Divin kolu) seklinde adlandirilir. Islami kaynaklarda Seddadlilar, “Ravadi Kürtleri” diye tanimlanir.
Bu hanedanligin yöneticilerinden bir bölümünün adlari söyledir: Kartuk, Seddad, Muhammed b. Seddad (ölm. 955), Merzban (ölm. 985), Fadlun/Fadl I (Fazl, 985-1031), Leskeri Ali (1031-1046), Nusirvan (1049-?), Ebu’l Esvar (Ebu’l Süvar/Savur/Sabur, 1020-1067).
Bunlardan Ebu’l Esvar, 1064’te Selçuklu Alparslan’a baglanarak onunla isbirligi yapmistir. Üç oglunun adlari, Fadlun II, Ebu Nasr (1067-1105) ve Ebu Suca Menuçehr’dir (1064-1110).
Urfali Matthew, kendi kroniginde, Ukayli Kureys bin Bedran’in yanisira Ebu’l Uswar’i da Malazgirt savasinda Selçuklu Alparslan’in müttefikleri arasinda saymaktadir. Ebu’l Uswar, bahsini ettigimiz Seddadi emiridir. Ama Matthew’in kroniginde kronolojik hatalar vardir. Çünkü bu tarihte ne Kureys bin Bedran ne de Ebu’l Uswar hayattadir. Malazgirt’te Selçuklular ile ittifak halinde Bizans’a karsi savasanlar, bu ikilinin çocuklari veya yakinlari olmalidir.
Bu savasta Saltuk, Artuk, Danismend ve Mengücek de varlardi. Dersim geleneginin bazi parçalari bu döneme referanslar içerir. Sözgelimi gelenegin sözünü ettigi Selçuklularla evlilikler daha çok bu döneme referans gibi görünürler. Ebu’l Esvar’in oglu Gence Emiri Fadlun II (1067-1088), Malazgirt’te Selçuklu müttefikleri arasinda sayilan, hatta esirler arasindaki Bizans imparatoru Romen Diyojeni teshis ettigi söylenen ve Sadi adiyla referans verilen kisi olabilir.
Fadlun II öldükten sonra Arran’in çogu Melik Sah tarafindan isgal edilir. Bagimsizligi son buldugu için Saddad Evi’nin bu isgalden sonraki tarihini izlemekte güçlükler çikmaktadir. Ama Ani kentinin 1130’a kadar genelde Sadiler’in yönetimi altinda kaldigi saniliyor. Minorsky’nin yazdigina göre, tam bu siradadir ki (1130’lar), ünlü Selahaddin Eyyübi’nin dedesi Sadi, Dwin’den Irak’taki Tikrit’e göçetmistir.
Hüseyin Hüsameddin’in Amasya Tarihi’nin birinci cildinde kendilerinden Amasya’nin ünlü sülalelerinden biri olarak sözedilen Sadgeldiler (Kutlu Sahlar) ile Dersim’in Sadilli asireti arasinda bir baglanti olduguna inaniyorum. Onlar Amasya ve çevresine Kafkasya’daki beylikleri dagitilinca göçmüs veya göçettirilmis olabilirler.
Amasya Tarihi’nde Amasya çikisli gösterilen Sadgeldiler (Amasya Beyligi), Yilmaz Öztuna’nin Devletler ve Hanedanlar adli kitabindaki bilgilere göre merkezi Amasya olmak üzere Amasya, Merzifon ve Tokat’ta yaklasik 53 yil hüküm süren bir beylik kurmuslardir.
Kutlu-Sahlar adiyla bilinen bu beyligin (1340-1393) yöneticileri babadan ogula su sekilde verilmektedir:
Haci Kutlu Sah (1340?-1361): Tâcüddin Altinbas’in manevi ogludur.
Haci Sâdgeldi Pasa b. Kutlu Sah (1361-1381): Amasya emiri. Hüseyin Hüsameddin ondan “Amasya hükümdari Semseddin Sadgeldi Pasa bin Kutlu” diye sözeder ve onun “Akçakoyunlu kabilesi/oymagi mensubu” oldugunu yazar. Kadi Burhaneddin tarafindan öldürtülmüstür. Mezari Amasya’dadir ve Sadgeldi Pasa Türbesi olarak anilmaktadir. Hüseyin Hüsameddin’e göre 1371’de Amasya hükümdari iken ölmüstür. Onun soyundan gelenler Sadgeldiler olarak bilinmislerdir. Amasya Tarihi’ndeki bilgilere göre onun torunlarindan Sadi Bey’in kizi Saru Hatun Amasya’daki Halkali Dede Türbesi’nde yatmaktadir.
Hüseyin Hüsameddin, Sadgeldiler sülalesinden Divitdarli (Divitdar Ahmet Pasa’nin soyu) ve Burakli adlariyla bilinen iki büyük kol çiktigini ve bunlarin degisik ünvanlar altinda varliklarini 19. Yüzyila kadar koruduklarini kaydetmekte ve Amasya’nin Öz Nahiyesi’nin Seyh Sadi köyünde yasamis “büyük velilerden Seyh Sâdi”den sözetmektedir. Karakeçiogullari’ndan Muslihuddin Musa Bey’in onun için 1409 yilinda Seyh Sadi köyünde bir tekke ve türbe yaptirdigini söylemektedir. Hüseyin Hüsameddin, Amasya’nin Öz Nahiyesi’nde genellikle Bayindirli, Akçakoyunlu (Akkoyunlu diye anlayin, SC), Esenli ve Karakeçili gibi “Özbeöz Türkmen asiretleri” bulundugunu yazmaktadir.
Fahrüddin Ahmet Pasa b. Sadgeldi (1381-1393): Amasya Tarihi’nde ondan Sadgeldi Pasazade Divitdar Ahmet Pasa olarak sözedilir. Candaroglu Kötürüm Bayezid’in damadiydi. Kizini Kadi Burhaneddin’le nisanladi. 12 yil Amasya ve çevresini Osmanlilar’in Amasya sancak beyi olarak yönetti.
1393 yilinda Amasya dogrudan dogruya Osmanli devletine ilhak edildi.
Bu emirler Eretnaogullari’na, Kadi Burhaneddin’e, 1381’den itibaren de Osmanlilar’a tabi olarak yönetmislerdir (Bkz. Y. Öztuna, Devletler ve Hanedanlar, s. 86; H. Hüsameddin, Amasya Tarihi, Ankara, 1986, sadelestirenler: Dr. Ali Yilmaz ve Dr. Mehmet Akkus, cilt 1, s. 45, 99, 115, 158-166, 202-203, 262-263, 280-287).
Sadiler bir dönem boyunca Karakoyunlu, daha sonra da Akkoyunlu konfederasyonu içinde yeralmislardir. Akkoyunlu hanedanligi yikilinca Safevilerle ittifak içinde görünürler.
Dersim’in Kürt kökenli asiretleri Sadililer basligi altinda toplanabilir.
Pilvenk ve Karaçor asiretleri bile bazi çevreler tarafindan Sadili veya onlarla iliskili gibi gösterilirler. Kimisi bunlara Kimisorlular ile Okçular’i da ilave eder.
Kaynakça:
1. Alane Rojhilati-Tarih Yazari
2. Mehdi Rustemi (sair) ve Cevat Eli Niya (Kürtçe ögretmeni)
3. Proto.Kürt bir peygamber-Zerdüst- M. Siraç Bilgin-Rewsen
4. Bonniers Atlas
5. Xorasan Kimin Yurdu? Faîk Bulut- Berfin-1998-Istanbul
6. Hîtîtler ve Hattusa-Muazzez Îlmîye Çig, 2. Baski-Kaynak Yayinlari-2000
7. Kürtlerin Tarihi ve Cografyasi Hakkinda bir
Arastirma-Kazim Yesîlgoz- 1996 Ankara
8. Herodot Tarihi- Remzi Kitabevi
9. Kurtler ve Kurdistan Tarihi-1- Botan Amedi-Firat-
Dicle yay. 1991-Istanbul
10. Tarihselden Guncele Kurt Gerçexî- Mehmet K.Isik( Torî)-Sorun yy.2000
11. Her Yönü ile SINCIK-Ekrem Izi-Malatya-2000
12. Veger Dergisi-1, Mustafa Resid
13. Adiyaman-Mehmet Akar
14. Herketa Tarixa Kurden Xorasan-cild I-Kelimullah Tewehhudi
15. Atalarin Karsilasmasi-Derbend ve servan ólkesinde Kurtler ve Alanlar-Cemal Resîd Ahmed-
Avesta-werger ji Erebî Siraç Direk 1998, Îstanbul
16. Osmanli-Rus ve Iran Savaslari’nda Kurtler 1801-1900-Avyarov-Osmanlicadan Muhammed (Hoko) Varli(Xanî)-Sîpan Yayinlari-Ankara G1996
17. Encyglopadia Iranica
18. Hiwa-Hejmar 2 G 2000
19. Handbook of Iranian Peoples-Rafael Blaga
20. Kilamen Xorasan-Tewahuddi
21.[Only Registered Users Can See Links]
Seddadîler ve Sultan Salahaddin Eyyubî
Kürt tarihçi Ibn Haldikana göre (1211-1282) Sultan Selahaddin Eyyubî Seddadî kökenliydi. Kudüs Fatihi Sultan (Yusuf) Salahaddin´in babasi Eyüp, Duvine yakin olan Ajdanaqan köyünde dogdu. Salahaddin´in dedesi Sadî, Duvini terk edip, Bagdata göç ettikten sonra Tikrite yerlesir. Sadî Tikrit kalesi´nin komutani olur ve Tikrit´te 1137´de Salahaddin Yusuf Ibn Eyüp dogar.
Sultan Salahaddin Eyyubî bugün özellikle Araplar için, Batiya karsi bir direnis sembolü´dür. Müslümanlar, Hristyanlar ve Yahudiler için kutsal sayilan Kudüs, 1099 tarihinde Haçli Ordusu´nun eline düsmüs, ve sehrin tüm Müslümanlari ve Yahudileri katledilmisti ve tüm sinagoglar ve camiiler yakilmisti. 1187 tarihin´de ise, Sultan Salahaddin Eyyubî ordusu ile Kudüsü feth etti, fakat Haçlilarin müslümanlara ve Yahudilere yaptiklari zulmü Kudüs Hristyanlarina uygulamadi. Bu sebeple Sultan Selahaddin, Batililar tarafin´dan, hosgörülü ve mert bir komutan olarak tarif ediliyor. Sultan Salahaddin Eyyubî´nin mezari Sam´da bulunuyor.
Kafkasya ve Kürtler
Arap kaynaklarina göre Kürtler, MS 643-644 yillari arasinda Islam Imparatorlugu´nun Ermenistan valisi olan Salman Ibn Rabiyia´ya karsi savasti . 643 yilin´da Salman Ibn Rabiyila´nin yerini alan ve 644-655 yillari arasinda Ermenistan valisi olan Habib Ibn Maslama´nin ise Ardasata ulasmak için “Nahr al Akrad” (Kürtlerin irmagi) olarak adlandirdiklari Garni irmagini geçtigi ifade ediliyor. Belli ki, Kafkasya´da Islam-öncesi bir kürt varligi sözkonusu, fakat kürt nüfüsu bölge´de yasiyan Ermeni, Gürcü ve Rum nüfusu ile kiyaslandiginda küçük sayilir, örnegin Arap gezgini Mukaddesî´ye göre (tarih MS 982) Duvin´deki Hristyanlar çogunlukta fakat kent Seddadî Kürtlerin elinde.